Ana Sayfa
 Okuryazarlık




Çeviriler:

Català
English
Español
Filipino/Tagalog
Français
Ελληνικά / Elliniká
Italiano
Polszczyzna
Português
Română Türkçe

                                        

Diğer Sayfalar:

Kısımlar

Site Haritası

Anahtar Kelimeler

Ulaşım

Faydalı Dokümanlar

Yararlı Linkler


NEDEN KATILIMCI OKURYAZARLIK?

her topluma özgü bir program tasarlamanın nedenleri

Yazan: Phil Bartle, PhD


Peter Gzowski*'nin anısına


Bu metodolojinin gerekçeleri:

Fonksiyonel okuryazarlık programı tasarlamanın temel taşları ve gerekçeleri

Önceden belirlenmiş İçeriğin nesi var?

Okumayı ve yazmayı öğrenmek, yazılı sembolleri (harfleri, karakterleri) ayırt etmeyi, onları yazmayı ve onları konuştuğumuz ve duyduğumuz kelimelerle ve cümlelerle ilişkilendirmeyi öğrenmek demektir. Bunun da ötesinde, hangi sembollerin öğrenileceği konusunda birçok hatta sınırsız sayıda seçeneğiniz vardır ve bu sembolleri hayatınızın sonuna kadar öğrenmeye devam edebilirsiniz. Semboller, kelime hazinesi, imla, dilbilgisi vb. diye gruplara ayrılabilir.

Eğer uzak bir ders kitabı yazarı tarafından ya da ulusal veya uluslararası bir müfredat tasarımcısı tarafından seçilmişseler, daha az alakalı, daha az yerel, daha az anlaşılır ve daha az pratik olmalarının ihtimali çok yüksektir. Öğrencilerin kendileri tarafından belirlenirseler bu ihtimal daha azdır. Bu sebepledir ki, bu site size, öğrencilerinize öğretmeniz için bir liste kelime vermiyor. Önceden belirlenmiş liste yanlış olacaktır; onu öğretmek de (gelenekçi mantıkla "öğretmek") yanlış olacaktır.

Bu sebeple, yönteminiz sizin rehberliğinizle, öğrenciler tarafından yapılan bir incelemeyi içermelidir. Bu inceleme, öğrencilerin en çok kullandığı, en iyi anladığı ve konuyla en çok alakalı kelimelerin, anlamların ve konseptlerin araştırması olmalıdır. Dahası, yönteminiz, geleneksel sınıflarda görebileceğimizin bir taklidi olmamalıdır.

Geleneksel Sunum Yönteminin nesi var?

Bir ders esasen tek kişi tarafından, bir grup dinleyiciye önceden yazılmış (hazırlanmış) bir konuşmayı sunarak verilir. Genellikle dinleyicilerin hepsi dinlemiyordur. Sunum ayrıntılı bir dersten ibarettir. Bu ders muhtemelen birkaç slayt, tepegöz, tahtaya yazılmış kelimeler ya da çizilmiş resimler ile, veya bir film ya da ses bandı ile zenginleştirilir.

Dersi sunan kişi ile dinleyiciler arasında sosyal mesafe vardır (sınıf yapısı). Bu sınıf farkı öğrenmenin önünde bir engel teşkil edebilir. Ders veya sunum yöntemi "yukarıdan aşağıya"dır. Sunan kişinin dinleyicilerden bir şekilde daha üstün olduğu varsayılır.

Öğretmenin davranış ve tutumlarının dışında, sosyal yapının kendisi de farklılıkları ortaya çıkarır ve öğrencileri küçümser. Dahası, öğretmenin bildiği ama öğrencilerin bilmeyip öğrencilerin bilmedikleri, ama öğrenmeleri beklenen "doğrular" olduğunu varsayar. Bu gerçekliğe dayanmıyor.

Bunlara bir de nasıl öğrenme şeklimizin psikolojik özelliklerini ekleyin. Birçok yolla öğrenmemiz beklenir: bakarak, dinleyerek (kitaplar, resimler, videolar, filmler, dersler, etkinlikler). Deneyimli öğretmenler bilirler ki çocuklardan onları tekrarlamalarını isteyerek, ve sonra materyali ezberleterek, akılda tutmaları için etkili bir "uygulama" yapmış olurlar. Maalesef, bu yöntem yetiskinlere eğitmek için biraz fazla katı bir yöntemdir. Katılık bir engel teşkil eder. Yeni beceri ve bilgi öğrenmenin farklı yolları arasından, "uygulayarak" öğrenme yine de en etkili olanıdır.

Yani?

Yukarıdakileri göz önünde bulundurduğunuzda, yetişkinlerin temel okuryazarlık öğreneceği bir programı nasıl tasarlarsınız? Aşağıdaki katılımcı yaklaşım taslağı, farklı toplumlara ya da farklı öğrenci gruplarına özel program tasarlarken sizin rehberiniz olabilir.

Özel Tasarlanmış bir Katılımcı Programı ne içermelidir?

Öğrencilerinizin ihtiyaç ve koşullarına uygun bir okuryazarlık programı başlatın. Bu sitedeki diğer bölümlerde detaylı olarak anlatılan prensipleri kullanın. Özellikle de güçlendirme prensibini kullanın.

Bir sınıf ve öğretmen yerine, odayı planlama ve takip için kullanın. Okuryazarlık öğrenmeyi içeren saha gezileri ve projeler organize edin, ama bilgi kaynağı (uzman, öğretmen) gibi davranmayın. Bunun yerine, öğrencilerin kendilerini keşif maceralarında bir tur rehberiymiş gibi davranın.

İçeriği (neyin öğrenileceğini), özellikle de kullanılacak kelimeleri katılımcı yöntemlerle belirleyin. Öğrenilecekler listesine hangi kelimelerin gireceğini öğrenciler belirlemelidir. Sizin göreviniz, PRA/PAR gibi yöntemleri kullanarak onlardan bu listeyi alabilmektir. Örneğin: PRA, her öğrenci grubunun ihtiyaç ve ilgi alanlarının "haritasını" yapın. Aynı toplumdan birden fazla grubu eğitseniz bile bunu her seferinde yapın.

Öğrencilerie birlikte seansları planlarken, öğrencilerin birşeyler üretecekleri "projeler" ve "saha gezileri" düzenleyin. Bunların sonucunda günlük ilgi alanlarıyla alakalı kitapçıklar ve posterler üretilebilir. Yaratıcı olun ve anlamlı olabilecek başka proje ürünleri düşünün.

Sınıfı, "ders öğretmek" yerine, projelerin ve saha gezilerinin planlandığı bir toplantı odası olarak kullanın. Ayrıca her projenin takibi ve sonuçlandırılması için toplanacağınız bir yer olarak kullanın. Eğer bir seminer odasındaki gibi bir masa ve etrafında sandalyelerin olduğu bir odanız varsa daha iyi olacaktır.

Anlamlı buldukları kelimeleri yazmaları için öğrencileri yardım ederken hiçbir zaman mükemmeli hedeflemeyin. Yazım hatalarını, dilbilgisi hatalarını gözden kaçırın. Okumu yazma öğrenmenin bu aşamasında bunlar o kadar da önemli değildir. Mükemmel imla ve dilbilgisinin bu aşamada çok önemli olmamasının aksine, başkalarının anlayabileceği yazılı semboller yaratabilmeyi halletmek en önemli şeydir. Öğrencilerin bunu yapabilmesini sağlamak ve yapabildiklerini görmek sizin hedefinizdir.

Kendinizi sözcüklerle sınırlandırmayın. Sayıları da, çizimleri de ekleyin.. Her ikisi de okuma yazma öğrenme sürecinin bir parçasıdır, kağıt üzerinde insanların iletişimini sağlayan sembollerdirler. Resim ve sayıları anlamak ve kullanmayı öğrenmek okuma yazma öğrenme sürecinin bir parçasıdır, ve harfleri ve kelimeleri öğrenmeyi pekiştirir.

Alfabeyi alfabe olarak öğretmeyin. Sadece grubun öncelik olarak seçtiği kelimelerin içinde bulunan harf ve karakterleri öğretin. Eğer bütün toplum birden fazla alfabe kullanıyorsa sizde birden fazla alfabe kullanın. Uygun olduğu yerde aynı anlama gelen kelimeler (harfler topluluğu) ve resimler arasında bağlantı kurun.

Öğrenciler her projenin üstünde çalışırken sizi konumunuz onların yanında olsun. Öğretme konumunuz sınıfın önünde olmasın. Her zaman müsait bir rehber olun. Fazlaca olumlu geribildirim verin: başarıların takdiri (karakterlerin ve diğer sembollerin BÜYÜK bir başarı olarak tanımlanması) ve dürüst (aşırı ve üstünkörü olmayan) övgü.

Özetle;

Her toplum için özel program yapma yaklaşımı, organizatörün daha fazla yaratıcı olmasını ve düşünmesini gerektirir, formüllerden veya alışılmış öğretimden kaçınır. Daha kalıcı ve değerli etkiler yaratır.

––»«––

Okumayı öğrenmek:


Okumayı öğrenmek


© Telif Hakkı 1967, 1987, 2007 Phil Bartle
Site Dizaynı Lourdes Sada
––»«––
Son Güncelleme: 03.10.2012

 Ana Sayfa

 Okuryazarlık