Ana sayfa
 Afet




Ceviriler

Català
中文 / Zhōngwén
Deutsch
English
Español
Filipino/Tagalog
Français
Ελληνικά / Elliniká
Italiano
Polszczyzna
Português
Română
Српски / Srpski
Türkçe

                                        

Diğer Sayfalar:

Kısımlar

Site Haritası

Anahtar Kelimeler

Ulaşım

Faydalı Dokümanlar

Yararlı Linkler

Icerik

Icerik

Icerik

Icerik

Icerik

Icerik

Icerik

Icerik


Felaketin Sonu

Yardimi Gelisime Donusturmek

yazan Phil Bartle PhD

Ceviri Zeynep Karaca


Strateji Makalesi

Afet sonrasi destek amacli uygulamalarin surekliligi ve kendi kendine yetebilirligi nasil saglanir

Donusum: Bagimliliktan Guclendirilmeye Giden Yol:

Felaket turlu sekillerde gelebilir, kimi zaman hastalik, ic savas ya da siginak arayan gocmenlerin bir bolgeye toplu gocu felaket sebepleri olabilir. Bu egitim dokumanin hedef kaynagi olan "hayatta kalan"lar; bir felaket sonrasi ailelerini, yakinlarini, evlerini, gelir kaynaklarini yani kisacasi toplumdaki yerlerini belirleyen unsurlari kaybetmis kisileri betimlemektedir.

Yardim programi; felaket sonrasi acil yardim saglayabilecek kaynaklara sahip olan operasyonel bir birimdir. Hayatta kalmak icin gerekli olan temel ihtiyaclar saglandiktan sonra, toplumun ihtiyaclari acil yardim ihtiyacindan toparlanma ve gelisim destegine dogru gecis yapar.

Arzu edilen yardim programi, toplumlarin surdurulebilir kendine yetebilirligine katki saglayabilen, dolayisiyla istikrarli ve guvenli cevreler olusturan programlardir. Bkz Toplumsal GuclenmeBu egitim modulu acil yardim programlarinda ve bu programlari yoneten birimlerde gerceklesmesi gereken degisimleri ele almaktadir.

Egitim modulu hem mobilize hem de yoresel yonetim birimleri tarafindan kullanilabilir.

Degisime Olan Ihtiyac :

Ele alinan konu sabit bir konu degildir. Acil müdahale yardımlari yerini sürdürülebilir kalkınma için yardım sağlamaya birakiyor. Yardım örgütleri de esnek olmak ve bu değişen zamana ayak uydurmak zorundadir.

Bunu basarabilmek icin, sosyal degisim, toplumsal gelisim, kendine yetebilirlik, surdurulebilirlik ve guclendirme stratejileri hakkinda bilgi sahibi ve gerekli becerilere ve motivasyonalra sahip calisanlar anahtar gorevi goruyor.

Bu modulun amacı, yeni yaklasimin merkezi olan kavram ve kurallari degerlendirmek, bu degisim icin gerekli insan kaynagini tespit etmek, ve kalkınma yardımı programını uygulamak için gerekli organizasyonal değişiklikleri yapmak için rehberlik sağlamaktir.

Calisanlar SWOT mekanizmasi dahilinde, birimin guclu ve zayif yonlerini, avantaj ve dezavantajli oldugu noktalari bilmektedirler (SWOT). Bu calismanin hedefi, bütünsel bir analiz içinde kendi değerlendirmelerini rehberlik etmektir. Organizasyon ve yurutmekte oldugu program eskisi gibi devam etmeli mi? Yoksa kapatılmali mi? Daha yeni bir uygulama haline mi getirilmeli? Lokasyan degisikligi dusunulmeli mi? Bu tur sorularin cevabi, SWOT analizi sonucunda verilebilir.

Giris; Tibbi Metafor:

Metaforlarin da kendi limitleri vardir. Ornegin, hic kimse bir felaketle yuzlesmis ve hayatta kalabilmis bir toplulukla kaza gecirmis bir bireyi kiyaslayamaz. Ortak olan nokta, profesyonel tedavinin gerekliligi ve olumsuz hadise atladiktan sonra ihtiyac olan iyilesme ve gelisme surecidir.

Ornegin, bir kisi kaza gecirip kolunu kirdigi takdirde tibbi yardima ihtiyac duyar. Saglik gorevlileri kirigi bakim altina alir, alci ile sabitlerler. Agri kesiciler ve diger ilaclar tedavi amacli verilebilir. Bir muddet sonra agri kesiciler bagisiklik tehlikesine karsin kesilmelidir.

Hastanin vucudu kemigi onarmak icine harekete gecer, fakat o bolgedeki kaslar kullanilmadigindan oturu zayiflar. 6 hafta icerisinde kemik doku kirik bolgeyi tedavi etmis olacagi icin alci o bolgeden cikarilir. Alcinin cikarilmasi hafta icin travmatik ve agrili bir surectir, bu sebepten saglik personeli hastanin rahatsizligini goz ardi etmeli ve alciyi cikarabilmelidir. Eger alci cikarilmazsa koldaki kaslar erir ve kol gucsuzlesir.

Hasta alciya muhtac hale geldigi icin alci cikarilmis ve hastanin kendini guclendirmesi amaclanmistir. Fizyoterapi ile kol kaslarinin ve kemik yapisinin guclenerek kaza oncesi sagligina kavusmasi amaclanir.

Gerek insani gerekse dogal bir felaketten kurtulan toplum da ornekte verilen hastayla benzer durumlardan gecer. Felaket sonrasi adrenaliniyle ihtiyac olan yardimlar karsiliksiz verilebilir ve topluluk dayanisma icerisindeymis gibi hareket eder.

Zaman gecip felaketin etkileri sogumaya basladiginda yardimlasma faaliyetleri azalmaya baslar. Bu durumda yapilmasi gereken, topluluga yardim desteginden ote guclendirme ve kendine yetebilme konusunda yol gosterilmesidir. Tipki hastanin zayif dusen kaslarinin guclendirilmesi gibi, toplumun karar-alma ve sorumluluk-yukleme faaliyetlerinin guclendirilmesi gerekir. Bkz. Muhtaclik.

Profesyonel destek birimleri sakin ve kararli davranmalidir. Topluma yardim etmeye devam etmek bazi durumlarda kolay ve alisilan yol oldugundan tercih edilesi bir secenek olsa da, profesyon birimler alcinin cikmasi gerektigini unutmamalidir. Bu yardimi alan ve yardimi veren taraflar icin de turlu gucluklere sahip bir karar oldugu icin, cesitli engeller ve direnclerle karsilasilabilir.

Uygulanin yontemin degismesi, en onemli gerekliliktir. Profesyonellerden beklenen bu degisimin dizayn ve yonetimi surdurmeleridir.

Sureklilik Her Daim Devam Etmeyebilir

Profesyoneller ve kullanicilar arasinda bu degisime "sureklilik" denmektedir.

Kelime olarak "sureklilik" yanlis anlasilmalara sebep olabilir. Devamliligi ya da acil durumdan normal kosullara rahat bir gecisi temsil eden "sureklilik" kelimesi, ayni zamanda ileri vitesler arasi degismeye de benzetilmektedir. Fakat, degisimin dogal ve rahat bir surec olmadigi, ve bu surecin efektif ve hizli olmasini ancak yardim kurumlarinda calisanlarin saglayabilecegi unutulmamalidir. Degisimin kolayligi her ne kadar tercih edilse de, istenilen degisimin ayni geri viteste iken ileri vitese gecilmeye benzedigini unutmamak gerekir.

Felaket gerceklestikten sonra yapilan yardim calismalari, hayatta kalmayi saglamanin yanisira toplumu gucsuzlestiren de bir surectir. Kaza geciren hastalar, fiziksel durumlari ne olursa olsun hayatlarinin sonuna kadar ambulansta kalacaklarini dusunmemelidirler. Yardim saglamak ve yardimi almak, kaynaklar bulundugu surece kolay olan yoldur. Ihtiyac sahiplerine kendilerine nasil yardim edebileceklerini gostermek ve bu konuda planlamayi ogretmek ise daha zor ve yavas ilerleyen bir yoldur.

Degisime karsi direnis hem ihtiyac sahiplerinden hem de yardimi dagitan personelden gelebilir.

Katilimci Yaklasim:

Yapilmasi gerekn, kurumun sahip oldugu programin yapisini degistirere, calisanlarin "yardim-saglayan" gorevinden "guclendiren" destek birimi haline gelmelerini saglamaktir. Bu donusum, calisanlarin aktif ve istekli katilimlari olmadan gerceklestirilemez.

Eger calisanlar donusum konusunda on yargili ve negatif bir tutum sergiliyorlarsa, donusumun faydasiz ya da basarisiz olacagini inanir ve projeyi sabote etmeye calisirlar. Bu yaklasimin tersine, calisanlari donusum projesinin planlama ve fikir asamasina katkida bulunmaya davet ederseniz, projeyi "sahip"lenmelerini ve basarisi icin daha fazla calismalarini saglamis olursunuz.

Yardim saglamak bazi calisanlar icin hem kisisel kazanc (guc, prestij, takdir duygusu) hem de finansal kazanc (yuksek maas, bonuslar vs.) saglayabilir. Bu durumun farkina varilmasi ve incelenmesi oldukca onemlidir cunku guclendirme politikasi, yardim politikasinin aksine herhangi bir kazanc vadetmez ve donusume karsi hakli bir direnis sebebidir. Yapilmasi gerekenler bu kriterlere uyan personele gerekli egitimi vermek ve gerektigi takdirde bu kisilerin kurumla olan sozlesmelerini iptal etmektir.

Tum calisanlarin; donusumun gerekliliginde hem fikir olmasi, donusumun sonuclari konusunda bilgilendirilmesi, fikir alisverisine katkida bulunmalari, ve planlamaya dahil edilmeleri (dahil edilmeleri gereken konular: calisma planlari yeni is tanimlari program dokumanlari, calisanlarin gorev degisimleri), her turlu direnise karsi anlayisli olmalari, ve personel katilimini olusabilecek problemlerin cozumu konusunda goz onunde bulundurmalari, kurumda yasanacak direnislerin azaltilmasina katki saglar.

Deneyimlerimiz sonucu, projenin surdurulebilir basarisi ve transparanliginin korunmasi icin tum kurum calisanlarinin planlama, karar alma ve uygulama asamalarina dahip edilmesinin onemli oldugunu gorduk.

Anahtar Basliklar:

Bu donusum projesi icin calisanlara ne gibi bir egitim verilmelidir? Temel olan sosyal degisim, toplumsal gelisim ve istikrar bu modulde incelendi. Daha genis ve detayli bir liste icin, web sitemizdeki ilgili konsept ve ilkeleri inceleyebilirsiniz. Site Haritasi

. Calisanlarin sosyal degisim konusunda egitimi teknik olmamalidir (bu sayede egitim materyallerinin miktari azaltilmis olur). Egitim, sosyolojik prensiplerin belirli durumlarda nasil islendigi konusunda yogunlasmalidir. Egitim icin, toplumun dogasi hakkinda sosyolojik perspektif e sahip olmak ve degisim asamasinda bu prensiplerin sosyal ve bireysel iliskiler uzerinde etkisi hakkinda fikir sahibi olmak gerekir.

Gelisim brifingi guclendirme ilkelerine, sefaletle savasa, gelisime, ve toplum gelisimine yonelik yonetim egitimine odaklanmalidir. Odak disinda tutulmasi gereken noktalar, sosyal yardim dayanisma/ulastirma yontemleridir.

Stabilite prensipleri, felaket sonrasi durumlarindaki guvenlik yaklasimlarina dayalidir. Anahtar kavramlari ve tanimlari ezberlik yeterli degildir, bu modulde bahsedilen guclendirme, bagimlilik, guvenlik, sureklilik, kendine yetebilirlik, yardim, toplum, katilim, yonetim, komunite ve diger kavramlara dair endiselerin ve fikirlerin tartisilmasi da gerekir.

Bkz. Anahtar Kelimeler

Donusume Ihtiyac Analizi ile Baslayin

Cogunlukla, herhangi bir gelisim destek organizasyonu, planlamaya sektorel yaklasim ile baslar. Bu dusuncelere bir ornek verelim: "Saglik personelimiz ve egitmenlerimiz oldugu icin, saglik ve egitim birimi olarak gorev yapabiliriz". Bu durum, kaynaklarin organizasyonsuz ve dengesiz dagilimina yol acar. Destek, bir toplumun durumundan ziyade, kurumun ihtiyaclarina baglidir.

Kalkınma yardımı planlaması yararlanan toplumun koşullarina dayalı olmalidir. Planlama oncelikle ihtiyaclarin belirlenmesi, yani kurumun iliskide oldugu taraflarin katilimiyla baslamalidir. Ihtiyaclar belirlenirken, kendine yetebilirligin surekliligi icin nelerin yapilabilecegi, aclik ve sefaletin azaltilmasi, vatandas katilimi, daha saglikli bir toplum, cinsiyet dagiliminda esitlik, iyi bir yonetim ve taraflarin ortak cikarlarinin gozetilmesi gibi faktorler de goz onunde bulundurulmalidir.

Sosyal Degisim

Sosyal degisim, bireylerin kollektif degisimden ziyade sosyal bir surectir. Toplum, her ne kadar bireylerden olussa da, bireylerden farkli bir isleyise sahiptir.

Kavram:"Superorganik” kavrami, toplumlarin bireyi astigi ve butunlugun parcalardan daha onemli oldugunu ima etmektedir. Bkz Kultur. Bireyler dogum, olum ya da goc gibi sebeplerle toplumlara girip ciksalar da (tipki inorganik elementlerin organik birimlere giris cikislari gibi), toplum tek basina var olmaya devam eder.

Sosyal sistem, ogrenilmis davranislar ve inanislardan, etkilesim orneklerinden ve beklentilerden olusur. Iletisim ve uretimin sosyal birimi gen degil, semboldur. Bkz Topluluk.

6 sosyal boyut iceriginde: (1) teknolojik / sermaye, (2) ekonomik / servet, (3) politik / guc, (4) sosyal / kurumsal, (5) ideolojik / degerler, ve (6) inanislar / dunya gorusu bulunr. Her boyut birbiriyle etkilesim halindedir ve boyutlarin birinde gerceklesen degisim, digerlerini de etkiler.

Sosyologlar, Karl Marks'tan beri sosyal degisimi anlamak icin cesitli yollara basvuruyorlar. Marks, teknolojik ve ekonomik boyutlarin once geldigini, diger 4 boyutun da bu boyutlari takip ettigini savunmaktaydi. Max Veber ise, ideoloji ve degerlerdeki degisimlerin ilk sirada geldigini ve diger boyutlarda degisimi tetikledigini dusunmekteydi. Modern sosyologlar ise degisimi daha kompleks bir yapida oldugunu dusunup, bahsedilen 6 boyutun ayni onem derecesinde oldugunu soylemektedirler.

Toplumlar ve komuniteler duragan degil, surekli degisim icinde olan kavramlardir. Bir toplum icinde "sabit" olarak gorulen bir kavram, aslinda bir heykelden dokulen su kadar duragandir. Gorunuse aldanmamak gerekir.

Uygulamada, sosyal degisim araclari toplumu degil, toplumun kendisi kendini degistirir. Degisim esnasinda bu konuda gorevli bir kurum ya da sahisin yaratacagi en buyuk etki, degisimde katalizor etkisi gormek ve gerektigi takdirde degisimle alakali yol gosteriminde bulunmaktir. Calismalarin etkili olabilmesi icin, araci kuruluslarin toplum icindeki bireylerin davranislari ve bu davranislarin toplumun genelinden nasil ayrildiklari konusunda dikkatli olmalari gerekir.

Herhangi bir birey, yabanci bir cevre icerisinde girerse guven ortamindan uzaklastigi icin belirli rahatsizliklar yasar, ve bu duygular butunune "kultur soku" denir. Bir organizasyonun surekli olarak degisim icinde olan bir toplum ya da cevrede efektif calisabilmesi icin, organizasyon dahilindeki bireylerin bu degisimleri surekli gozlemlemesi ve sosyal degisimleri onceden tahmin edebilmesi, ve yeni planlarin yapilmasi ya da mevcut planlarin degistirilmesi icin calismasi gerekmektedir.

Gelisim

“Bireyler toplumu degil; ancak toplum kendisini gelistirebilir” Julius Nyerere

Gelisim sadece gelirin ya da refah seviyesinin artmasi demek degildir. Gelisim, donusum ve buyume ile alakalidir. Sosyal degisim sosyolojik boyutlarin altisini da etkiler. Toplum gelisimi, sosyal servislerin gozden gecirilmesi ve duzenlenmesi degil bu konuda uygulanacak metodlarin sosyal gelismenin cesaretlendirici, yol gosterici ve etki altina alabilecek ozelliklerde olmasiyla alakalidir.

Bir mese palamudu büyür ve gelisir, bu sadece büyük bir palamut olmaz, fidan haline gelerek buyuk bir mese agaci olur. Bu yüzden de bir topluluk ya da toplum icin; kalkınma sadece buyume ile alakali degil sosyal bir değişim olarak gorulmelidir.

Sosyal degisimin en yaygın hali, mevcut yapinin daha karmasik hale gelmesi, duzen ve tertipin artmasi yani kurumda gelismenin gerceklesmesidir. Yeni bir organizasyon oluşturuldugunda ya da mevcut organizasyona yeni roller eklendiginde sosyal karisiklik daha da artar.

Degisim oncusu kurum ya da kisilerin degisimin gerceklesecegi toplum uyelerinden daha farkli hedefleri ya da degisimle ilgili gorusleri olabilir. Bu noktada oncu kisi/kurumun hedefler konusunda kesin ve seffaf olmasi onemlidir. Iletisim ve anlasma calismalari bu noktada oncu kurum ve hedef grubun mevcut hedefler ve varilmak istenen nokta konusunda ortak karara ulasmalarina yardimci olur.

Kurumun, yoksullukla mucadele, seffaflik, cinsiyet ve irk ayrimciligini engelleme, baris, demokratiklestirme, iyi yonetim, saglik sartlarinin duzeltilmesi, toplumun birlik haline getirilmesi, guclendirme ve insan haklarinin iyilestirilmesi gibi genel ve ima edilmis hedefleri olabilir. Destek alan grubun da benzer ya da farkli degerleri ya da hedefleri olabilir. Kurum olarak, yukarida bahsedilen deger ve hedeflerin evrensel oldugu yargisina kapilmamaliyiz. Onemli olan, takim dayanismasi ve kurumun degisimi nin bir parcasi olarak, sosyal degisimin elementlerinin iyi tespit edilmesi ve kayitlara gecirilmesidir. Ayni prosedur destek grubu tarafindan da uygulanmalidir.

Ortak konuda anlasma olmadigi surece, yardim kurumlari ve destek alan gruplar arasinda catismalar cikabilir.

Bkz. Gizli.

Istikrar

Hicbir toplum ayni kalamaz, degisim kacinilmaz ve sureklidir.

Gida guvenligi gerekli kosullardan sadece bir tanesidir; her turlu ilk yardim destegi (siginak, saglik, guvenlik, tahmin edilebilirlik) gereklidir. Kurtulus guvenligi (gida, siginak vs. gibi faktorlerin guvenli olmasi) bir toplumda baris ve guvenligin saglanmasi icin ana faktordur.

Her turlu afet senaryosunda (insan ya da doga kaynakli) ilk alinmasi gereken kararlari acil mudahale alir ve genellikle bu kararlar "yardim" modeli (destek verenler ve destege ihtiyaci olanlar) odaklidir.Bu modeldeki zayif nokta, modelin destek verme tekniginden oteye gecememesidir. Guvenligi devamli kilabilmek icin, iki faktor gereklidir: (1) Etkilenen toplumun kendisini destekleyecek kadar güçlü olabilmesi, ve (2) ekolojik ortamın toplumun hayatta kalmasina olanak saglayabilecek olmasi.

Bir kurumun, ihtiyac icindeki toplumun kendine yetebilirligi konusunda yardimci olabilmesi icin yardim veren kurum kimliginden siyrilmasi ve guclendirici rolune burunmesi gerekir. Bu donusum "devamlilik" yaklasimi olarak adlandirilmistir ve acil mudahale metodolojisinin kendine yeterbilirlik uzerine tanitima donusmesi gerektigi uzerine yogunlasir.

Kendine yetebilirligi olusturmak, ve bu konudaki gerceklesecek sosyal degisimi tanitmak icin "guclendirici" yaklasim gerekmektedir. Bu yaklasim, bagimlilik yaklasimini degistiren ve yardim alan tarafin kendi gelisimleri uzerinde karar verme ve planlama imkanlarinin olmasini destekleyen bir harekettir.

Surekli kendine guven gelisimi, guclendirme yaklasimina ihtiyac duyor. Sadece yardim yapmak, bagimliligi destekleyen ve devam ettiren bir yaklasimdir.

Yardimi alan toplum ancak zorluklarla mucadele etmek zorunda kalip, kendi kendine yetebilmek icin caba sarfederse guclenebilir. Gida kaynaklarinin guvenliginin korunabilmesi icin guclu bir toplum gereklidir.

Yonetimin Dort Sorusu:

Guclendirme metodlarinin bir toplumu kendi gelisimine yonlendirmesi gibi, yonetim egitimleri, hem calisanlarin uygulanan tekniklerin degisimiyle ilgili birebir dahil edilmelerini ve degisimin basarisinin surekli olmasini saglar.

Planlama ve yonetimin ana noktasi, dokuman uretimi ve calisma planlari da dahil olmak uzere, dort anahtar soruya dahil edilmistir:

  1. Ne istiyoruz?
  2. Neye sahibiz?
  3. Hedefe ulasmak icin sahip oldugumuz neleri kullanabilir? ve
  4. Gerceklestirdigimiz takdirde sonuc ne olur?

.Birinci soru, sorunun tanimi, arka plani, ve genel ve secili hedeflerin tanimiyla ilgilidir. Ikinci soru ise durumsal analiz yapmaktadir, potansiyel ve bilinen varlik ve maliyetleri, girdileri, kisitlamalari ve engelleri icerir.

Ucunsu soru strateji, zamanlama ve organizasyonel degisimlerin (karar verme ve harekete gecmek icin) genel ve belirli hedeflerini icerir. Dorduncu soru sadece beklenen sonuc ve etkilerin tahminini degil, ayni zamanda uygulama surecinin gozlem ve analizine deginir.

Bu dort soru; hem calisanlarin kurum donusumu surecine dahil edilmesi esnasinda, hem de destek alan toplumun kendi gelisimi nin planlamasina dahil edilmesi asamasinda kullanilabilir.

Bir kurumun ana hedefi acil durum mudahale biriminden gelisim destegi veren birime donusum olsa da, kurumda calisan bireylerin asil kaygilari is guvenligi ve kariyer hedefleridir. Bu kaygilar, ozellikle belirdikleri anda tartisilmazlarsa, ana hedefle cakisabilirler.

Bazi kurum uyeleri teklif edilen degisim sebebiyle tehdir altinda (is kaybi gibi kaygilar) hissedebilirler. Bu kaygilar dile getirildiginde, karsilikli fikir alisverisi ile cozumler uretilir. Bu alisverisler sadece fikirlerin paylasimi degil, calisan egitimleri, oryantasyon sureci, ve orgutsel yeniden yapilandirilmasini da icerebilir.

Bazi calisanlar bu degisime hazir olmayabilir, ve kurumda kalip degisimi sabote etmektense kurumdan ayrilmaya karar verebilirler.

Bkz. 4 Temel Soru.

Kapasitenin belirlenmesi:

Kapasite (guc) birseyi "yapabilme" yetisidir. Burada bahsedilen "sey", bir toplumun gerceklesmesi gereken oge olarak kararlastirdigi bir olgudur (Bu bolumde islenen acil durum mudahalesinin surekli bir gelisim projesine donusturulmesi, gerceklesmesi gereken ogedir). Toplumun gelisimi konusunda ise bahsedilen "oge", toplumun kendi kaderini belirleyebilmesidir.

Kapasite gelisimi (guclendirme) bir toplum ya da organizasyonun guclendirilmesidir. Gerceklesen degisimlerin olcumu de en iyi katilim metodlariyla yapilabilir.

Kapasite iceriginde genel olarak 16 element bulunur: fedakarlik, toplumsal hizmet, iletisim, guven, baglam, bilgi, mudahale, liderlik, ag kurmak, organizasyon, guc, paylasilan degerler, beceriler, guven, birlik, zenginlik.

Eger calisanlarin tumu, ya da toplumun tamami, her bir elementin guclu yanlarinin belirlenmesi ve degisimlerin gozlemlenmesi surecine dahil edilebilinirse, faydali bir index olusturulabilir. Bu katilimin saglanmasi icin, yetkin bir bireyin sureci yonetmesi ve farkli fikirleri tek bir potada eritmesi gerekir.

Sureci yoneten bireyin kapasiteyi olcmesi, icerigindeki elementleri ve her bir calisanin katkilarini ve yaratabilecegi degerleri aciklamasi gerekir. Bu etkinlik bir grup sureci oldugu icin, yonetici tum gorevleri bir kapasite indeksi olusturmak icin bir araya getirebilir. Bkz: Kapasiteyi olcmek.

Kapasite olcumu, prensip olarak toplumun kalkindirilmasiyla aynidir. Olcumun yapilabilmesi icin organizasyondaki bireylere dusen gorev, organizasyonun bulundugu ulke hakkinda bilgi toplamak ve degisim surecinin yonetilmesi icin gerekli calismayi yapmaktir.

Peki personel ve programin kendini donusturebilmeleri icin neye ihtiyaclari vardir? Bunun icin 4 anahtar yonetim sorusunu inceleyebilirsiniz Şimdi onun kapasitesi ve dönüşüm yapmak için potansiyeli nedir?

Her program farklidir:

Burada verdigimiz egitim dokumanlari bir programin tum karakteristik ozelliklerini tahmin edemez: her ajansin ve her ulke programinin kendilerine has bir duzeni vardir. Fakat, bazi yollar tahmin edilmektedir ve burada da bu yollardan bahsedilmektedir.

Iyi bir acil mudahale programi, sik sik gozlemlerden gecmelidir. Eger boyle bir sistem mevcut degilse, mutlaka kurulmalidir.

Calisan toplantisinda SWOT oturumu yapin SWOT Guclu yonler, zayif yonler, firsatlar ve tehditler icin kullanilan bir kisaltmadir. Bu kategoriler icin, yonetici birey, calisanlardan bu kategorilerin mevcut programa uyan noktalarini yazmalarini ister. Eger tehdit cok guclu bir kelime ise, "bariyerler" ya da "engeller" olarak da degistirilebilir.

Daha sonra yonetici calisanlari teker teker one cikarir (Bkz. beyin firtinasi oturumu), one surulen fikirleri gruplandirir ve en onemli fikri belirler. Bu fikir secilen bir birey tarafindan ozet halinde iletilir ve organizasyonda kullanilmasi icin dokumanlastirilir.

Ana sorun bir programin acil durum mudahalesinden surekli gelisimi destekleyen bir programa donusebilmesi ise, calisanlarin bu degisimin SWOT analizini yapmalidir.

Muhtemelen, calisanlarin orgut sayimi gibi konularda fazla yetenekli olmadigini farkedebilirsiniz (demografi,), envanter kontrolu, lojistik, ve dagitim. Gelir kaynagi yaratma, bireysel kalkinma, yonetimsel egitim gibi konularda becerilere sahip bireyler bulmaniz da oldukca guctur (bazi kurumlar bu konuda egitimler vermis ve bireyleri yetistirmis olabilir, ama cogu vakada bu gecerli bir durum degildir).

Bu durumda sahip olunacak tek arti, degisimden korkan ve tehdit altinda hisseden calisanlarin, aslinda bir yardim kurumunda calisacak yetenege, enerjiye ve pozitif yapiya sahip olmalari, dolayisiyla egitilebilmeleridir. Bu durumda tek ihtiyac olan calisanlarin esneklikleri ve ogrenme istekleridir. Bu ozelliklere sahip olmayan calisanlarin yapabilecegi en iyi hareket kurumdan farkli bir yerde devam etmeleri olacaktir.

Ihtiyac duyulan beceriler ve teknikler burada yer alan egitim dokumanlarinda bulunabilir. Yukarida bahsedilen konseptler daha detayli bir sekilde egitim dokumanlarinda islenmistir.

Bu durumda ihtiyac olunan, transparan ve katilimci bir surec duzeni ile tum calisanlarin katilimi saglamaktir. Ajans yoneticilerinin bu durumda programi tasarlarken katilimci bir yaklasim izlemeleri gerekir.

Kapasiteyi Arttirmak:

Bir organizasyon ya da toplumun kapasitesinin arttirilmasi (guclendirilmesi) icin atilacak bir cok uygun adim bulunmaktadir.

Iyi bir baslangic icin, kapasite degerlendirilmesinde kullanilmis olan 16 elementin, daha once de bahsedilen grup oturumlarinda, alinmasi gereken kararlar icin kullanilmasi gerekir. Her bir element icin fikir alisverisi yapmak ve en iyi stratejinin belirlenmesi onemlidir. Bkz: Kapasiteyi Olusturmak.

16 elementten en bilineni "beceri"dir. Katilimci yaklasimlardan biri, bu elementin degerlendirilmesi ve bir egitim programinin olusturulmasi olabilir. Egitimler konusunda dikkat edilmesi gereken nokta, bireylerin egitim olanaklarini cogunlukla kisisel gelisimlerine yonelik kullandiklari ve calistiklari organizasyona katki saglama kaygisi gutmedikleridir. Resmi olmayan, katilimi tesvik eden, standart normlar disinda gerceklesen bir egitim, "uygulama"nin onemini vurgular, dinlemeyi tesvik eder ve gelisim surecini de destekler.

Izlenecek yollardan biri de ihtiyac siralamasi yapmak (fikir alisverisleri esnasinda cikan fikirler bu noktada onem kazanabilir) ve ihtiyac sahiplerini secim, planlama, uygulama ve gozlemleme konularinda koordine etmektir. Bu sayede toplum ya da organizasyon mevcut kapasitesini arttirabilir. Bkz: Beyin Firtinasi, Moderator icin Notlar

Zorluklarin bir organizmayi guclendirdigi bilinen bir gercektir. Bir spor egitmeni, egittigi kisinin ihtiyaci olan kondisyona ulasmak icin cok calismasi gerektigini bilir. Bir ogretmen, ogrencinin kapasitesini calisarak gelistireceginin farkindadir. Bir toplum ya da organizasyon sadece yardim aldigi takdirde kesinlikle guclenemez, sadece tokezler. Bu durumda, katilim metodlari kullanilarak bir kurum sadece acil durum mudahalesi verenden, toplumun gelisiminde anahtar rol oynayan kurum rolune nasil gecebilir?

Sonuc:

Acil durum sona erdikten sonra verilen yardim, genel olarak yardim odaklidir. Dolayisiyla, degisim talebi bu asamada gereksiz gelebilir.

Yardim aktiviteleri artik ihtiyac olmaktan cikmis, toplumun surekli fakirlik seviyesinde kalmasinda onemli katkisi bulunan bir faktor haline gelmistir. Yardimi ileten kurumlar mutlaka verdikleri servis programini degistirmeli ve gelisime acik olmalidir.

Bu degisimin gerceklesmesi icin ogrenilmesi gereken faktorler sitede yer alan egitim dokumanlarinda bulunmaktadir. Mevcut calisanlarin degistirilmesi mutlak bir surec degildir, verilecek egitimler ve buradan edinilecek dokumanlar ile gerekli asamalar atlatilabilir.

Kurumda gerceklesmesi gereken; kadro, yapi, ve verilerle ilgili degisimler tum calisanlarin katilimiyla ve yonetimsel egitim dokumanlarinda bulunabilecek kurallar ile gerceklestirilebilir.

Bkz Site Haritasi.

––»«––

Felaket Gerceklesti


Felaket Gerceklesti

© Copyright 1967, 1987, 2007 Phil Bartle
Web Tasarım Lourdes Sada
––»«––
Son Güncelleme: 03.10.2012

 Anasayfa

 Afet