Tweet Çeviriler:
Català |
Yazan: Phil Bartle, PhDÇeviren: Diva Uluçay3. Yetişkinler Çocuklar Gibi Değildir – Farklı Yaklaşımlar Gereklidir: Öğretmenlik yaparken kendimizi yetişkin, karşımızdakikeri de çocuk gibi hissetmek kolaydır. Ne de olsa okuldaki durum öyledir değil mi? İşte o zaman yanlış yapmış oluruz. Biz okuryazarlık öğretirken, öğrenciler çocuk değil, yetişkindirler. Okuma yazma bilmemeleri, bizim onlardan her açıdan daha üstün olduğumuz anlamına gelmez. Onlara hareketlerimizle, ses tonumuzla ya da cümle kuruş şeklimizle onlardan daha iyiymişiz (daha üstün, daha güçlü) gibi hissettirmediğimizden emin olmamız lazım. O şekilde davranmak onların cesaretini kıracaktır ve onları kaybetmemize, dolayısıyla da okuryazarlık öğretiminin başarısızlığa uğramasına sebep olacaktır. Yetişkinlere öğretmenlik yaparken, sürekli onların çocuk olmadıklarını hatırlamamız lazım. Yetişkinler olarak kesinlikle ve kesinlikle bizimle aynı muameleyi görmeliler. Çocuklara öğretmenlik yaptığımızdaki harcadığımız zamanı ve eforu harcamamız gerekmiyor. Çocuklar konuyla alakalı bilgilerden çok daha fazlasını öğreniyorlar; güç hakkında, dünyaya uyum sağlama hakkında, toplum hakkında ve isteklerini disiplin altına alma hakkında... Yetişkin okuryazarlık katılımcıları bunları öğrenmiyorlar, dolayısıyla onlara otomatik olarak düşüncesizce çocuk muamelesi yapmaktan kaçınmamız gerekiyor. Okulda öğretmenin çoğu eforu, zamanı ve düşüncesi çocukların düzgün davrandıklarından ve dersi dinlediklerinden emin olmakla geçer. Sizin zamanınızın hiçbir bölümü bu şekilde geçmemeli.Böyle davranırsak katılımcılar hemen farkedecektir ve öğretileni öğrenmemeye başlayacaklardır. Eğer katılımcılarımıza, onları yetişkin ve kendimizin dengi olarak gördüğümüzü hissettirebilirsek, yöntemlerimize daha iyi karşılık vereceklerdir. Yukarıdakilerin tümü hakkında notlar (uzun belge) ––»«––© Telif Hakkı 1967, 1987, 2007 Phil Bartle
––»«–– |
Ana Sayfa |
Okuryazarlık |