Çeviriler:
Akan (Twi) |
Kelimenin Başharfine Göre Sıralanmış BağlantılarA B C Ç D E F G Ğ H I İ J K L M N O P R S Ş T U Ü V Y ZAnahtar kelİmeler Eby Phil BartleÇeviren: Aslı Günaydın Calma, Pelin Berberoğlu, Deniz Savtur, Musa Toprak (M.A.)ELEŞTİRİ Öğrenilecek en önemli bilgeliklerden biri de yanlış bir şeyi görüp eleştirdiğimizde bunu yapmanın onu düzeltmeyeceği ya da sorunu çözmeyeceğidir. Hatta sorunu daha da kötü hale getirir. Neden? Çünkü insanlar eleştirildikleri zaman kendilerini saldırılmış ve tehdit edilmiş hissederler. Eleştiri kendimize inancımızı ve saygımızı azaltır. Eleştirildiğimizde savunucu oluruz ve hatalarımızı düzeltmek yerine kendimizi savunuruz. Toplumları harekete geçirirken, gönüllüleri ya da yönetim çalışanlarını koordine ederken, onların hata yapabileceklerini ve amaçlarımızın yanında bu hatalarla başa çıkmaya hazırlıklı olacaklarını düşünmeliyiz. Öfkemizi göstermek, hata yapan kişiyi eleştirmek bir dışavurumdur ama bu şekilde kişisel rahatlamanın büyük bir bedelini öderiz. Anahtar kelimelere başvurun: Hatalar, Öfke, ve Araya sıkıştırmak, ve olumsuz eleştiri yapmadan hataları düzeltme yolları arayın. Bknz: Sıkça Övmek. বাংলা : সমালোচনা, Català: crítica, Deutsch: kritik, English: criticism, Español: críticas, Euskera: kritika, Ewe: ibani wi ni ona ti o lodi, Filipino/Tagalog: kritisismo o pamumuna, Français: critique, Galego: crítica, Italiano: critica, Kiswahili: pingamizi, Malay: kritikan, Português: crítica, Română: critica, Tiên Việt: phê bình, Türkçe: eleştiri, 中文 (Zhōngwén): 批评ENTELLEKTÜEL ZEKA (IQ) Bilimsel açıdan bakıldığında, sosyal bilimler zekanın evrensel ölçüde araştırlımasını sorunlu bulmaktadır. IQ testi bir kişinin IQ testinden sadece puan alma becerisini ölçer. Bu testteki soruların içerikleri kültürden ayrı tutulamazlar bu sebepten dolayı da içerikler kültürdeki farklılıklara bağlıdır. Bu testler tarih boyunca, yerli toplumların ve etnik azınlıkların çocuklarının zeka seviyesinin düşük olduğu konusunda kendi kendini haklı çıkartma tahminleri olarak kullanılmışlardır. Söz konusu zeka bu tarz test yöneticilerinin sonuçlara biraz olsun meşruluk katmalarıdır. Deutsch: Intelligenzquozient, Ελληνικά: πηλικο νοημοσυνησ, English: intelligence quotient, Italiano: quoziente d'intelligenza, Português: quociente de inteligência, Română: coeficient de inteligență, Türkçe: entellektüel zeka, 中文: 智力商数EŞİTLİKÇİ (EŞİTLİK YANLISI) Eşitlikçi herkesin eşit olduğu idealidir. Ancak gerçek dünyada, biliyoruz ki insanlar farklı direnç ve kapasitelere sahip olarak doğarlar ve aileleri de farklı derecelerde zenginlik ve güce sahiptir. Bu durum bazen haksızlık yaratabilir, zaten kim bize söz verdi ki hayat adil olacak diye? Bu durumda önemli olan, hepimizin yasalar karşısında eşit olmamızdır, yasalar yoksullara farklı, ayrıcalıklı kişilere farklı olarak uygulanmaz. Bunun da ötesinde, hepimizin, kendimizi geliştirmemize yardımcı olacak eşit fırsatlara sahip olma idealimiz (gaye) vardır, örneğin, eğitim almak için eşit fırsatlara sahip olmak. Deutsch: egalitär, English: equalitarian, Español: igualitario, Français: equalitarian, Português: igualitário, Română: egalitare, Türkçe: eşitlikçi, 中文 (Zhōngwén): 人人平等的主义ETKİ "Etkilemek" sözcüğü fiil olarak, bir faktörden kaynaklı olarak bir şeyin değişmesidir. "Çok yediğin zaman, mide ekşimesinden etkilenebilirsin." "Etki" sözcüğü isim olarak, duygulanma sözcüğü ile ilgilidir ve ortada bir duygu olduğu anlamına gelir. "onu düşündüğümde etkileniyorum," o kişiyi çok sevdiğiniz anlamına gelir. Toplumu harekete geçiren kişi olarak davranışlarınız toplumun size vereceği cevabı etkiler. Català: afectar, Deutsch: affekt, Ελληνικά: επιδραση, English: affect, Español: afectar, Français: affecter, Galego: afectar, 日本語: 影響, Kiswahili: atheri, Português: afectar/afecto, Română: a afecta, 中文 (Zhōngwén): 影响ETKİ (SONUÇ) "Etki" (sonuç) kelimesi isim olarak kullanıldığında, ona sebep olan başka bir eylem veya durumun sonucunu ifade eder. "Kötü davranışlarınızın sonucu toplumu hareketlendiren kişi olarak çok fazla başarı elde edemezsiniz". Fiil olarak kullanıldığında ise "etki etmek" birşeyin olmasını sağlamak anlamına gelir. Català: efecte, Deutsch: auswirkung, Ελληνικά: επιδραση, English: effect, Español: efecto, Français: l'effet, Português: efeito, Romãnã: efect, Türkçe: etki, 中文 (Zhōngwén): 一个影响ETKİNLİK Etkinlik kelimesini "Az ile çoğu başarmak (etkinliğimizi üst seviyeye çıkartmak)" şeklinde tanımlayabiliriz. Bu durumun akılda kalıcılığına, "Çok çalışmaktansa, sonuç elde etmeye bakın" deyimi iyi bir örnektir. Burada, takdir edilen bir değer olan "çok çalışmanın" (araç veya girdi) sonuç elde etmekten (son veya çıktı) daha az önemsendiği vurgulanır. Bu tembelliği cesaretlendirmek niyetli değil, tam tersine kayankları (buna kişinin emeği de dahildir) akıllıca ve daha da önemlisi (bu bağlamda) etkin bir şekilde kullanmaya cesaretlendirme niyetindedir. Català: eficàcia, Deutsch: effizienz, Ελληνικά: αποδοτικοτητα, English: efficiency, Español: eficiencia, Français: efficacité, Português: eficiência, Romãnã: eficient, Türkçe: etkinlik, 中文 (Zhōngwén): 效率EYLEM Eylem, hedef grubunuzun öğrendikleriyle ilgili bir şeyler yapmasıdır. En etkili eğitim, katılımcıların yaparak öğrendikleri eylem eğitimidir. Bir seferber eden kişi olarak sizin göreviniz toplumsal eylemi hem teşvik etmek hem de yönlendirmektir. Topluluğu bir toplantı için bir araya getirirseniz veya daha hiçbir şey yapmamış bir komite oluşturursanız bir topluluğu seferber etmemişsinizdir. Ancak topluluğunuz eylemde bulunduysa onları seferber edebilirsiniz.
العربيّة: الفعل, Català: acció, Deutsch: aktion, Ελληνικά: Δράση, English: action, Español: acción, فارسی: عمل کنی, Filipino/Tagalog: akysion, Français: action, Galego: acción, Italiano: azione हिन्दी: कार्रवाई, 日本語: 行動, Kiswahili: vitendo, हिन्दी: कार्रवाई, Português: acção, Română: actiune, Pyccкий: Действие, తెలుగు: చర్య, Türkçe: eylem, 中文: 行动––»«––Eğer topluluğumuzu güçlendirmek için tartışılmasını istediğiniz |
Ana Sayfa |