Ana Sayfa
 Anahtar Sözcükler


Çeviriler:

Akan
العربية
Bahasa Indonesia
Deutsch
Català
Ελληνικά
English
Español
Euskara
Ewe
Filipino/Tagalog
Galego
हिन्दी /   ब
हिन्दी /   भ
Italiano
日本語 /   ば
日本語 /   び
日本語 /   ぶ
日本語 /   べ
日本語 /   ぼ
Kiswahili
بهاس ملايو / Bahasa Melayu
Nederlands
Polski
Português
Română
Русский
Crpski
Af Soomaali
Tiếng Việt
Türkçe
اردو

                              

Diğer Sayfalar:
Anahtar Sözcükler<
Modüler

Sociology:
Home Page
Lecture Notes

Kamu hizmetleri
Site Haritası
İletişim
Yararlı Dökümanlar
Yararlı Linkler


Kelimenin Başharfine Göre Sıralanmış Bağlantılar

  A   B   C   Ç   D   E   F   G   Ğ   H   I   İ   J   K   L   M   N   O   P   R   S   Ş   T   U   Ü   V   Y   Z


Anahtar kelİmeler B

by Phil Bartle

Çeviren: Aslı Günaydın Calma, Pelin Berberoğlu, Deniz Savtur, Musa Toprak (M.A.), Burak Genç Tarafından çevrildi

 

BAĞIMLILIK (Sendromu)

Bağımlılık sendromu bir grubun alışkanlık ve inanç nedenleriyle kendi sorunlarını dış yardım almadan çözememesi durumudur.

Bu zayıflık yardımseverlik nedeniyle daha ağır bir sorun haline gelir. Bakınız Bağımlılık Sendromu. Proje Tasarlama modülünde yer almaktadır.

العربيّة (Arabic): التبعي,  Bahasa Indonesia: dependensi,  Català: dependència,  Deutsch: Abhängigkeit,  Ελληνικά: Εξάρτησης,  English: dependency syndrome,  Español: síndrome de dependencia,  Euskera: mendekotasuna,  Filipino/Tagalog: pagtatangkilik,  Français: syndrome de dépendance,  Galego: dependencia,   Italiano: dipendenza,  日本語: 依存,  한국어 / Hangugeo: 의존(증후군),  Malay: kebergantungan,  Nederlands: afhankelijkheid,  Português: dependencia,  Română: dependenta,  Pyccкий: Зависимость,  Somali: ku tiirsanaanta,  Tiên Việt: phụ thuộc  Türkçe: bağımlılık,  ردو (Urdu): محتاجی کی لت,  中文 (Zhōngwén): 依赖性


 

BAĞIMSIZLIK

Bir kişinin, grubun veya toplumun yaşamını hiçbirşeye veya dışarıdan hiçbir güce gerek duymadan sürdürmesi, büyümesi, karar alması, fizikte sürtünme kuralının olmaması kadar imkansızdır.

Sizin göreviniz bağımsızlığın en üst seviyelerini, özgüveni ve bağımlılığa karşı mücadele etmeyi cesaretlendirmek iken, bağımsızlığın katıksız seviyesine bütünüyle veya kesin olarak erişilemez.

Şair John Donne'nin "Hiçkimse tek başına bir ada değildir;"  hepimiz bir noktaya kadar birbirimize bağımlıyız.

Güçlendirme yöntem biliminin özgüveni teşvik etmesi, bir derecelendirme meselesidir; bağımlılığı elimine etmek ortaklığa doğru gitmek anlamına gelmektedir.

 Deutsch: unabhängigkeit,    Ελληνικά: ανεξαρτησια,    English: independence,    Español: independencia,    Français: indépendance,    Italiano: indipendenza,    Português: independência,    Română: independență,    Türkçe: bağımsızlık,    中文: 独立


 

BAĞIŞ

Bağış temelde bir hediyedir.

Paranın transferi gibidir.

Bu web sitesinde birçok sebepten ötürü, bağış yapma konusunda coşkuya pek rastlamayacaksınız. Herhangi bir gelir oluşturma planında, ki bu katılımcılara yeni zenginliği nasıl oluşturacakları (yaratacakları) konusunda eğitim vermeyi amaçlar, insanlara borç vermek yerine bağışta bulunmak, onları proje sonrasında/projesiz borç alma konusunda becerikli yapmak yerine bağış alma konusunda becerikli kılar.

Sürdürülebilir değildir. Benzer bir şekilde herhangi bir topluma yardım ederken, eğer onlara toplumsal hizmetlerini elde etmeleri için bağışta bulunursak, onlarda bağımlılık davranışı yaratma ve geliştirme gibi gerçek bir sorun ile yüzyüze geliriz. Eğer imkanlar için mücadele etmelerini ve katkıda bulunmalarını sağlarsak, büyük ihtimalle daha güçlü ve kendine güvenli olacaklardır.

Güçlendirme metodu bağışları hiç değilse en aza indirmeyi gerektirir.

 Català: donació,    Deutsch: Zuschuss,    English: grant,    Español: subvención,    Français: subvention,    Kiswahili: mafungu,    Português: subvenção, doação,    Română: donație,    Türkçe: bağiş,    中文 : 补助金


 

BAĞIŞ TOPLAMA

Bağış toplama bir projenin planlanması ve uygulanmasında veya bir organizasyonun korunmasında önemli bir safhadır. Ayrıca bakınız Kaynak Edinme.

Bazı aktivistler bağış toplamayı sevmeseler de (profesyonelleri pazarlama konusunda eğitilmiştir), bu gereklidir ve projenin veya organizasyonun diğer öğeleri kadar onurlu bir harekettir.

 Català: recaptació de fons,    Deutsch: Geldmittelbeschaffung,    Ελληνικά: ανευρεση χρηματοδοτησησ,    English: fund raising,    Español: recaudación de fondos,    Français: relèvement des fonds,    Português: angariação de fundos,    Română: strângerea de fonduri,    Türkçe: bağış toplama,    中文 : 筹集资金


 

BAĞLAM (siyasi ve idari ortamda)

Bağlam kuvvet, güç ya da bir cemaat veya organizasyon kapasitesinin onaltı unsurlardan biridir. Bkz: Topluluk Mukavemet ElemanlarıBir toplum, daha güçlü olsun ve daha gücünü sürdürebilmek için daha fazla mümkün güçlü olacak, daha o güçlendirilmesi destekleyen bir ortam var. Güçlendirilmesini desteklemektedir bir ortam siyasi (ulusal liderler, yasalar ve mevzuat değerleri ve tutumları dahil) ve idari elemanlar (memur ve teknisyenler tutumları yanı sıra Hükümet yönetmelik ve prosedürler) ve yasal ortam içerir.

Bir kendi kendine yardım temelinde hareket topluma sağlayan bir yaklaşım varsa, topluluk olacak iken politikacılar, liderler, teknokratlar ve memurların yanı sıra, kendi yasa ve yönetmelikler, bir hüküm yaklaşım zaman, toplum, zayıf güçlü. Onlar daha elverişli bir bağlam içinde bulunduğunda Toplulukları güçlü olabilir. Düzenlemek ve hareket bir topluluk uyarıcı zaman, harekete geçirici bu cemaat veya organizasyon güçlendirici bağlam rolünün farkında olması gerekir.

 Català: context,    Deutsch: umfeld,    Ελληνικά: πλαισιο,    English: context,    Español: contexto,    Français: Contexte,    Italiano: contesto,    Kiswahili: mazingira,    Português: contexto,    Srpski: kontekst,    Türkçe: bağlam,    中文 (Zhōngwén): 背景情况


 

BAŞSIZ

Reissiz (ceph = baş). Avcı ve toplayıcılardan oluşan küçük gruplarda politik yapı minimal seviyede, neredeyse eşitlikçidir. Bir reis ya da kralın olmadığı durumlarda, antropologlar bu grupları acephalous olarak adlandırır.

Modern toplumlarda, geçici bir süre için oluşmuş ve genellikle değişen arkadaş grupları bulunabilir. Acephalous siyasi sistemler yalnızca en az gelişmiş ve en küçük toplumlarda görülür.

 Català: acèfal,    Deutsch: azephal,    Ελληνικά: ακεφαλοσ,    English: acephalous,    Español: acéfalo,    Français: acéphale,    Galego: acéfalo,    Kiswahili: acephalous,    日本語: 指導者の欠如,    Português: acéfalo,    Română: acefa,    Türkçe: başsız,    中文 (Zhōngwén): 没有领导者


 

BEYİN FIRTINASI

Beyin fırtınası, bir grubun tek bir bireyin hakimiyeti olmaksızın, grubun katılımcı grup karar alımının kolaylaştırıldığı, yapılandırılmış sosyal bir süreçtir. Bakınız "beyin fırtınası." Grup karar alımında temel kurallar ve prosedürler katılımı kolaylaştırmak amaçlıdır (özellikle katılıma veya birlikte çalışmaya alışık olmayanlar için), birlikte çalışmak için tasarlanmıştır.

Harekete geçirenler olarak, sizler, "beyin fırtınası" oturumunu grupların karar alımlarını geliştirme metodu olarak kullanıp, eğitmen olma tekniklerini öğrenme konusunda cesaretlendirilirsiniz. Bu birçok kaynakta kullanılabilir. "Beyin fırtınası" aynı zamanda yöneticiler ve yönetim eğitimlerinde de elemanların yönetime ve planlama kararlarına katkıda bulunmalarını cesaretlendirmek için katılımcı bir yöntem olarak kullanılmaktadır.

Bakınız Katılımcı Yönetim.

 Català: pluja d'idees,    Deutsch: brainstorm,    English: brainstorm,    Español: tormenta de ideas, luvia de ideas,    Français: remue méninge,    Italiano: brainstorming,    Português: juntando idéias,    Română: furtuna de idei,    Türkçe: beyin fırtınası,    中文 (Zhōngwén): 集体研讨


 

BİLGİ

Bilgi, bir toplum veya organizasyonun dayanıklılık, güç veya kapasitesinin onaltı unsurundan bir tanesidir.

Bakınız: Toplum Dayanıklılığının Unsurları.

İşlenmemiş bilgiye sahip olmak veya onu elde etmekten öte, bir toplum veya organizasyonun dayanıklılığı o bilgiyi işleyebilmeye ve analiz edebilmeye, toplumun farkındalık seviyesine, bilgi ve bilgeliğin kilit noktası olan kişilerde ve bir bütün olarak gruplarda bulunmasına dayanır.

Toplumun daha fazla dayanıklı olmasını sağlayacak olan bilginin niceliğinden ziyade etkinliği ve kullanışlılığıdır. (Unutmayın ki bu, iletişim unsuruyla ilişkilidir ancak farklılklara sahiptir).

Toplumu, bir hareketi organize etmek amaçlı canlandırırken, harekete geçiren kişinin, o toplum veya organizasyonun güçlenme veya dayanıklı hale gelmesinde etkisi olan bilginin rolünün farkında olması gereklidir.

 Deutsch: information,    Ελληνικά: πληροφορια,    English: information,    Español: información,    Français: information,    Italiano: informazione,    Português: informação,    Română: informația,    Türkçe: bilgi,    中文: 资讯


 

BİLGİ KURAMI

Nasıl bildiğimizin çalışması.

Bakınız: Bilme.

 Català: epistemologia,    Ελληνικά: επιστημολογια,    English: epistemology,    Português: Epistemologia,    Romãnã: epistemologie,    Türkçe: bilgi kuramı,    中文: 认识论


 

BİLGİ YÖNETİMİ

Bilgiyi yönetme süreci, bilgiyi toplamak da dahil olmak üzere, saklanması, geri alımı, analiz edilmesi, iletişim sağlanması ve kullanımıdır.

Yönetim bilgisinden farklıdır. Bakınız Gözetim.

 Català: gestió de la informació,    Deutsch: Informationsmanagement,    Ελληνικά: διαχειριση πληροφοριασ,    English: information management,    Español: gestión de la información,    Français: gestion de l'Information,    Italiano: gestione dell'informazione,    Português: gestão de informação,    Română: managementul informației,    Türkçe: bilgi yönetimi,    中文: 资讯管理


 

BURJUVA

Bu bir sıfattır, ve "aynı bucaktan" (aynı kökenden olan, kasabanın veya bucağın önemli insanları) olan veya dükkan sahipleri ve fabrika sahiplerini ifade eder. On dokuzuncu yüzyılın aşırı kuralcı Viktoryen dönemini yansıtan, katı ve hoşgörüsüz değerler, ve "düzgün" bir hayat tarzını ifade eder.

Kendisini üst seviyede bir sınıfa ait gören ve/veya kendilerini katı kurallarla sınırlamayan sanatçılar arasında oldukça popüler bir tabirdir.

 Català: burgès,    Deutsch: bourgeois,    English: bourgeois,    Español: burgués,    Français: bourgeois,    Italiano: borghese,    Português: burguês,    Romãnã: burghez,    Pyccкий: Буржуазный,    Türkçe: burjuva,    中文 (Zhōngwén): 中产阶级的


 

BURJUVAZİ

Bu kelime bir isimdir ve Marx'ın terimlerine göre, zenginliği üretme aracılığına sahip olan insanları ifade eder. Bunlar kapitalistlerdir. Marx'ın yazdığına göre toplumdaki en önemli çelişki, zenginliğe sahip olanlar ile geçimini sağlayabilmek için emeğini satanlar arasındadır.

Toplum seviyesinde, harekete geçiren kişi için toprağa sahip olan ve kontrol eden insanları (eğer toprağın üretimde büyük bir rol oynadığı tarım toplumuysa) ve başka üretim faktörlerini belirlemek, ve başkalarına kendileri için çalışmaları amaçlı iş verenleri belirlemek önemlidir.

Ayrıca mülk sahibi olup bunları kiracılara kiralayanları da belirlemek önemlidir.

 Català: burgesia,    Deutsch: bourgeoise,    Ελληνικά: Αστική/μεσαία τάξη,    English: bourgeoisie,    Español: burguesía,    Français: bourgeoisie,    Galego: burguesía,    Italiano: borghesia,    Português: burguesia,    Română: burghezie,    Pyccкий: Буржуазия,    Türkçe: burjuvazi,    中文 (Zhōngwén): 中产阶级



 

––»«––
Eğer topluluğumuzu güçlendirmek için tartışılmasını istediğiniz
bir kelime bulduysanız, lütfen bize yazınız.
Eğer bu siteden bir alıntı yapacaksanız lütfen yazar adını belirterek
aşağıdaki adrese link veriniz. www.cec.vcn.bc.ca
Bu site vasıtasıyla Vancouver Topluluk Ağı (VCN) tarafından yönetilmektedir.

© Copyright 1967, 1987, 2007 Phil Bartle
Web Tasarımı Lourdes Sada
––»«––
Son Güncelleme: 2015.09.10

 Ana Sayfa