Çeviriler:
Akan / k |
Kelimenin Başharfine Göre Sıralanmış BağlantılarA B C Ç D E F G Ğ H I İ J K L M N O P R S Ş T U Ü V Y ZAnahtar kelİmeler Kby Phil BartleÇeviren: Zeynep Karaca, Sadettin Akkaya, Aslı Günaydın Calma, Pelin Berberoğlu, Deniz Savtur, Musa Toprak (M.A.), Burak Genç Tarafından çevrildiKALKINMA Bir çok insan kalkınmanın niceliksel artış demek olduğunu düşünür,öteyandan temel özelliği niceliksel değişikliktir. Gelişmek büyümektir ve büyümek de büyük olmaktan daha fazlasıdır; ayrıca daha karmaşık ve güçlü olmak demektir. Bir toplum kalkındığında daha kuvvetli ve daha karmaşık olur. Toplumsal değişime uğrar. Bknz: "Kültür." Bir ekonomist kalkınmayı (topluca ya da kişi başı) gelir ya da mal varlığı artışı olarak görebilir; ve bir mühendis de bunu enerjininya da daha karmaşık ve güçlü şeylerin büyük bir kontol altına alınması olarak düşünebilir. Ama bir harekete geçirici için bunlar değişen bir toplum un altı kültürel boyutun sadece ikisidir. Kalkınma, altı boyutta (teknolojik, ekonomik, politik, etkileşimsel, ideolojik ve dünya görüşü) da toplumsal değişim anlamına gelmektedir. Bknz: Toplumsal Kalkınma. বাংলা : উন্নয়ন, Català: desenvolupament, Deutsch: Entwicklung, English: development, Español: desarrollo, Euskera: garapena, Ewe: idagbasoke, Filipino/Tagalog: kalinangan, Français: développement, Galego: desenvolvemento, Italiano: sviluppo, 日本語: 発展, Malay: pembangunan, Português: desenvolvimento, Română: dezvoltare, Somali: horumarka, Tiên Việt: sự phát triển, Türkçe: kalkınma, 中文 (Zhōngwén): 发展KAPASİTE Bir toplumun ya da kuruluşun becerisi, gücü ya da kuvveti. Bir şey güçlendirildiğinde, daha kuvvetli olurr. العربيّة: قدرة, বাংলা : সক্ষমতাঃ, Català: capacitat, Deutsch: Macht, empowerment, die stärkung, leistungsfähigkeit, Ελληνικά: δυνατότητες, ισχύς, δύναμη, English: capacity, power, strength, Español: capacidad, potenciación, Euskera: gaitasuna, Filipino/Tagalog: kakayahan, pagpapalakas, Français: capacité, empowerment, Galego: capacidade, हिन्दी (Hindi): क्षमता, Italiano: empowerment, 日本語: 容量, 強くする, Kiswahili: uwezo, Malay: kapasiti, Português: capacidade, fortalecendo, Română: capacitate, Pyccкий: paзвития, Af Soomaali: awooda, Tiên Việt: năng lực, tăng cường, Türkçe: kapasite, 中文 (Zhōngwén): 能力KAPASİTE GELİŞİMİ Bir toplumun ya da kuruluşun "kapasitesini" (becerisini) arttırmak. Güçlendirmek. Kuvvetlendirmek. Kapasiteyi oluşturmanın onaltı unsurunun listesi için Bknz: Kuvvet Unsurları. Kapasite geliştirme ve kapasite oluşturma arasında fark gelişme gücü kavramına dayanır. "Kapasite oluşturma" toplum ya da kuruluşların dışındaki birimlerin kapasitesini arttırmak için enerji sağlamasını ifade eder. Bu "toplum mühendisliği" kavramıyla açıklanır. Aksine "kapasite geliştirme" ise gelişim enerjisinin toplum ve kurumların zaten içinde var olduğunu ifade eder. Bknz: Julius Nyerere 'nin sözü; bir toplum kendini geliştirir. العربيّة العرب يّة: طو, বাংলা : সক্ষমতা উন্নয়নঃ, Deutsch: leistungsaufbau; leistungsentwicklung, Ελληνικά: ανάπτυξη δυνατοτήτων, English: capacity development, Español: desarrollo de la capacidad, Euskera: gaitasunak garatzea, Ewe: sise awari ipa eni, Filipino/Tagalog: paglilinang ng kakayahan, Français: renforcement des capacités, développement des capacités, bâtiment de capacité, développement de capacité, fortifier de la communauté, Galego: desenvolvemento da capacidade, हिन्दी (Hindi): षमता विकास, अधिकारिकरण, Italiano: sviluppo della capacità, 日本語: 強くする, 容量の発展, Kiswahili: kujengea uwezo, Malay: pembangunan kapasiti, Português: desenvolvimento de capacidade, Română: dezvoltarea capacitatii, Pyccкий: Рaзвития, Somali: awoodsiinta, Tiên Việt: Năng lực phát triển, Türkçe: kapasite gelişimi, 中文 (Zhōngwén): 提高能力KARŞILIKLI ETKİLEŞİM Sosyolojide, 'karşılıklı etkileşim' eylem fikirlerimizin veya bireylerin davranışlarının ötesinde yer alır. Bunun nedeni sosyal hayvanlar olmamızdır, biz insanlar diğer bireylerin ve grupların fikirlerine ve davranışlarına karşı tepkilerde bulunuruz. Sosyal Etkileşim. Bu sosyal etkileşimden dolayı, bir toplumun sadece insanların biraraya toplanmasından değil, aynı zamanda paylaşılmış fikirler, beklentiler ve birbirleri arasındaki iletişim sonucu oluştuğunu söylemekteyiz, bu da bireyleri üstün kılar ve onları süper organik yapar. Deutsch: Interaktion, Ελληνικά: αλληλεπιδραση, English: inter action, Español: interacción, Italiano: interazione, Français: interaction, Português: interacção, Română: interacțiune, Türkçe: karşılıklı etkileşim, 中文: 互动KAST Kast bunda kastlara arasında yukarı ve aşağı hareket etmek için tanınan ya da kabul edilebilir mekanizmalar vardır sınıfları farklı eşitsizlik (güç, prestij, zenginlik) arasında yatay katmanlar halinde sonuç sosyal kurumlar, kastlara, bir dizi. Farklı kastlar üyeleri arasındaki genellikle evlilik fiili sosyal hareketlilik yasak demektir. Kast ve arasındaki temel fark sınıf izin verebilmektedirler toplumsal hareketlilik derecesidir. Kast içinde en iyi bilinen örneği İslam ve Bahai kast uygulamasına mani nedeniyle özellikle Hindular arasında, Hindistan ile ilişkili eşitsizlik sistemidir. Bu yasaklara rağmen, kast gayrı uygulanmaktadır ya da Hindistan'da olmayan Hindular tarafından sınıf farklılıkları olarak temsil edilir. Kast doğumda düzeyi atama ima ve sosyal hareketlilik yasağı, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri'nin güneyinde ırksal eşitsizlik uygulanan ve Güney Afrika'da uygulanan gibi Apartheid sistemi olduğundan. evlilik yasaklarından içine toplulukların bölünmesi erkek ya da kadın ve eril ya da dişil (cinsiyet ve toplumsal cinsiyet) ayrıca güç, prestij ve zenginlik içinde tanımlanabilir bir fark var, özellikle nerede, bir kast sistemi olarak kabul edilir ve bu kişiler kolayca birinden diğerine geçmek zordur. Català: casta, Ελληνικά: καστα, English: caste, Español: casta, Italiano: casta, Português: estatuto social, Srpski: kasta, Türkçe: kast, 中文 (Zhōngwén): 排他的社会等级制度KATALİZATÖR Kimyada, bir katalizör bu sürecin bir parçası olmadan, bir kimyasal sürecin hızı etkileyen bir kimyasaldır. Genellikle sürecini hızlandırır. Kelime, bu nedenle, bir harekete geçirici ya da sosyal animatör tarif etmek için iyi bir tanesidir. Harekete geçirici bir topluluk geliştirmez veya değiştirmez. Toplumun kendisi geliştirir veya değiştirir. Harekete geçirici toplumun sosyal organizasyonun bir parçası haline gelmeden, bu değişikliği uyarabilir. En önemlisi, harekete geçirici bir toplum lideri olmadan, geçici liderlik sağlar. Català: catalitzador, Deutsch: katalysator, Ελληνικά: καταλυτησ, English: catalyst, Español: catalizador, Français: catalyseur, Italiano: catalizzatore, Kiswahili: chachu, Português: catalisador, Srpski: katalizator, Türkçe: katalizatör, 中文 (Zhōngwén): 催化剂KATILIM "Katılım" kelimesi bu sitede değişik anlamlarda kullanılmıştır. "Topluluk Katılımı" bütün topluluk üyelerinin topluluğu etkileyen karar verme mekanizmasina katilimi demektir. (Bu sadece danışma veya katkı değildir.) Bakınız Sivil Katılım. "Katılımcı Eğitimi" katılımcıların bir şeyleri yaparak öğrenmeleri anlamına gelmektedir. Örneğin, etkili bir öğrenim tekniği olan eğitime direk katılımın kullanılması gibi. Katılımcılar bir dersi veya sunumu izlerken iceriği etkili bir biçimde öğrenemezler. "Katılımcı Yönetim" yönetimin sadece yönetim kademesine ait değil, tam tersine herkesin görevi oldugu anlamına gelmektedir. "Katılımcı Değerlendirme" (PRA) etkilenmiş toplumun veya organizasyonun teşvik edilerek durum değerlendirmesinde ve oncelikli gereksinimlerin karar verilmesinde yer alması anlamna gelmektedir. العربية (Arabic): مشاركة , Bahasa Indonesia: Partisipasi, Deutsch: partizipation, Ελληνικά: συμμετοχη, English: participation, Español: participation, Filipino/Tagalog: pakikilahok, Français: participation, हिन्दी (Hindi): भागीदारी, Italiano: participazione, Português: participação, Română: participare, ไทย: การมีส่วนร่วม, Türkçe: katılım, 中文 (Zhōngwén): 参与KATILIMCI DEĞERLENDİRİLMESI Bir projenin planlanmasından önce durum mutlaka değerlendirilmelidir. Bakınız PAR veya PRA. Bir projenin "toplum-odaklı", olabilmesi için tüm toplumun, sorun arayışına, potansiyellere, kaynaklara ve sınırlılıklara dair gözlem ve analizlere katılması gerekir. Bir toplum ve onun üyeleri öz değerlendirmelerine kendiliklerinden katılmazlar. Bir yönetmelik, bir yasa, A decree, law, proje tasarım üslubu veya bir niyet beyanı tüm toplumun kaıtlmını sağlamayacaktır. Toplumun üyeleri değerlendirmeye katılım için cesaretlendirilmeye, yeteneğe, teşvik edilmeye ve rehberliğe ihtiyaç duyarlar. Toplum çalışanının harekete geçirici veya kolaylaştırıcı olarak üstlendiği çeşitli görevlerinin arasında yukarıda sayılanları sağlamak en önemli görevidir. Bu teşviği ve eğitimi sağlamak değişik isimlerle anılır. Bunlar PRA (TKA) veya PAR (TAK)olarak belirtilir. العربيّة: تقييم الاشتراك, Bahasa Indonesia: penaksiran partisipator, Català: avaluació o valoració participativa, Deutsch: particiatory appraisal, Ελληνικά: Συμμετοχική Εκτίμηση, English: participatory appraisal, Español: evaluación participativa rural, Filipino/Tagalog: pakikilahok na pagtataya, Français: évaluation rapide/rurale participatoire, Galego: avaliación ou valoración participativa, 日本語: 参加方式の評価または査定, 한국어 / Hangugeo: 참가 방식의 평가 또는 평가, Malay: penilaian atau penaksiran penglibatan, Nederlands: participerende observatie of beoordeling, Português: avaliação de participação, Română: estimarea sau evaluarea participativa, Pyccкий: Патисипаторная оценка, Türkçe: katılımcı değerlendirilmesi, Tiên Việt: tham gia đánh giá, ردو (Urdu): مشترکہ تجزیہہKATKI Bazıları katılım ile katkıyı birbirine karıştırır. Çoğu kişi toplumsal katılım tamlamasını duyduklarında bunun sadece toplum katkısı olduğunu zanneder ve sadece toplum üyelerinin projeye sarfedecekleri umumi işgücünü aklına getirir. Ne yazık ki, geçmişte toplum üyelerinin köylü ve köle olarak görülüp zorla çalıştırıldığı (ya da toprak, yiyecek vs. vermeye zorlandığı) bir çok durum görülmüştür. Bu el kitabındaki yöntembilim gelişimi bunu tam tersidir. Burada, katılım sadece kaynakların verilmesiyle değil karar vererek katılım demektir. Bknz: toplum katkısı. বাংলা : সম্প্রদান, Català: contribució , Deutsch: beitrag, English: contribution, Español: contribución, Euskera: ekarpena, Ewe: ida owo si, Filipino/Tagalog: kontribusyon, Français: contribution, Galego: contribución, Italiano: contributo, Kiswahili: mchango, Malay: sumbangan, Română: contributi, Tiên Việt: sự đóng góp, Türkçe: katki, 中文: 贡献KAYNAKLAR (resources) 'Kaynak' bir projede 'girdi' olarak kullanılabilicek her şeydir. Birçok fakir kişi kendi toplumlarının yeteri kadar kaynağa sahip olmadığını bu sebeple dışarıdan yardım aldığını düşünür. Halbuki tüm toplumlar kendi insanlarına yetecek kadar bir takım gizli kaynaklara sahiptirler ve bu kaynaklar toplumun kendi kendine yetmesini sağlar. Bakınız, Gizli Kaynaklar. Català: recursos, Ελληνικά: πηγέσ, English: resources, Español: recursos, Français: ressources, Português: recursos, Română: resurse, Srpski: sredstva, Türkçe: kaynaklar, 中文 (Zhōngwén): 资源KILIT ADIM PROGRAMI .Sert ve kuralci bir ogrenim programi Ogretim materyalleri sistematik ardisik bir dizide sunulmustur. Bkz: Buyuk. Tum dersler, egitimcilerin takip etmesi gereken siki kurallari icermektedir. Egitmenin yaraticiligi ve insiyatifii icin neredeyse hic imkan taninmamistir. (Jac Slik) Català: programa de seqüenciació tancada, Deutsch: standardprogramm zum lesenlernen, Ελληνικά: προγραμμα lock step, English: lock step programme, Español: programa de secuencia cerrada, Français: programmes à échelons fixes, Italiano: programma lock step, Română: programul ”pas inchis”, Srpski: fiksiran, Türkçe: kılıt adım programı, 中文 (Zhōngwén): 一个有既定步骤的计划KLİNİK SOSYOLOJİ Bu terim sosyal değişim meydana getirmek için sosyal bilimcilerin doğrudan katılımı tanımlamak için kullanılır. Bir topluluk harekete geçirici klinik sosyoloji yürütmektedir. Bu tıbbi sosyoloji gibi aynı değildir. Bakın Uygulamalı Sosyoloji. Català: sociologia clínica, Deutsch: klinische soziologie, Ελληνικά: κλινικη κοινωνιολογια, English: clinical sociology, Español: sociología clínica, Français: la sociologie clinique, Italiano: sociologia clinica, Kiswahili: tiba ya jamii, Português: sociologia clínica, Pyccкий: Клиническая Социология, Srpski: klinička sociologija, Türkçe: klinik sosyoloji, 中文 (Zhōngwén): 临床社会学KOLAYLAŞTIRMAK Toplumun güçlendirilmesinde kolaylaştırma kelimesi iki yolla kullanılır: (1) Birinci yol ders veya vaaz vermekten daha etkin olan, katılımcıları eğitme ve organize etmenin kolaylaştırma yöntemidir. (2) Diğer yol ise kanunların, idari düzenlemelerin, prosedür ve uygulamaların ve liderlerin tutumlarının, teknik uzman ve yöneticilerinin az gelirli toplumlardaki artan sorumluluk ve öz güveni desteklediği, kendi kendine yardımı kolaylaştıracak bir ortam kurulmasını sağlamaktır. (Bakınız Eğitim yöntemleri). (Bakınız Politik Belge). Català: facilitar, Deutsch: Erleichtern, Ελληνικά: διευκολυνω, English: facilitate, Español: facilitar, Français: faciliter, Português: facultar, facilite, Română: înlesnire, Türkçe: kolaylaştırmak, 中文 : 使容易KOPYALAMA (replication) 'Kopyalamak' bilinçli olarak tekrarlamaktır. Bilimsel yöntem, değişkenler arasındaki ilişkinin anlaşılabilmesi için yapılan deneylerin tekrarlanması gerektiğinin altını çizer. Buna göre, aynı koşullar altında yapılan aynı eylemler aynı sonuçları doğurlamlıdırlar. Hiçbir iki ayrı toplum benzer olmadığına ve de herhangi bir toplum zamanın iki ayrı noktasında aynı olmadığına göre, kopyalama nosyonu denenebilecek bir şeyden ziyade bir ideadır. Català: replicació, Español: reiteración, Ελληνικά: αντιγραφή, English: replication, Français: la reproduction, Română: replicare, Pyccкий: Репликация, Srpski: ponovljivost, Türkçe: kopyalama, 中文 (Zhōngwén): 重复进行KOŞAN MÜDAHALE Futbol, rugbi, hokey gibi topla oynanan oyunlarda oyunculardan biri topu kapıp karşı kaleye gol atmak için uğraş veriyor olabilir. Böyle durumlarda diğer oyuncuların görevi topa sahip olan oyuncuya yardımcı olmaktır. Bunu yapmanın yollarından biri, topa sahip oyuncunun önünden koşup onun önündeki rakip oyuncuları engellemektir. Bu yapılana 'koşan müdahale' adı verilir. Bir hareketlendirme programında, yönlendircinin toplumun kendi kendisine yardım etmesini sağlaması için yapması gereken çok şey vardır. Gazeteciler ve siyasetçiler çoğu zaman toğlum yönlendiricilerinin işini tuvalet, klinik, okul veya baraj kurucularınınkiyle karıştırırlar. Halbuki bu doğru değildir. Toplum yönlendiricisinin işi toplumu kurmak değil yönlendirmektir. (Kamuya açık tuvaletin önünde duran politikacıyı fotoğraflamak, 'toplum güçlendirmesini' fotoğraflamaktan çok daha zordur) İyi bir toplum yönlendiricisi lideri, toplum yönlendiricileri için fırsatları görerek onlar için adete bir koşan müdahalaeci rolünü oynayacak ve de toplumu bilinçlendirme amacını güderek öncelikle gazeteci ve siyasetçilerin bilinçlenmesini hedefleyecektir (burada amaç kamuya açık tuvalet inşaası değildir) Hem böylece, toplum yönlendiricisi kendi methodlarını savunmak için de çok daha az zamana ihtiyaç duyacaktır. Català: interferència en marxa, Ελληνικά: τρέχουσα παρέμβαση, English: running interference, Español: interferencia de carrera, Français: intervention courant, Português: correr interferência, Română: interfața alergătoare, Srpski: radi smetnje, Türkçe: koşan müdahale, 中文 (Zhōngwén): 奔走支援KUTLAMA Kutlama genellikle bir şeyin ya da kişinin durumunu değiştiren neşeli bir olayın tanımlamasıdır. Kutlama umumi bir partidir. Bir harekete geçirici için, bir toplum projesinin tamamlanmasının kutlanması toplumun güçlendirilmesi için önemlidir çünkü toplum umumi olarak kimseye muhtaç olmadığını görür. Bu ayrıca yeni bir başlangıç, diğer bir harekete geçirme döngüsü için bir fırsattır. Bknz: Harekete Geçirme Döngüsü. Bknz: Kutlama. العربيّة : الاحتفال বাংলা : উদ্যাপন, Deutsch: feier, Ελληνικά: Εορτασμός, English: celebration, Español: celebración, Euskera: ospakizuna, Ewe: ajoyo, Filipino/Tagalog: pagdiriwang, Français: célébration, Galego: celebración, 日本語: お祝い, Kiswahili: sherehe, Malay: keraian, Português: celebração, Română: celebrare, Pyccкий: Празднование, Tiên Việt: sự khen ngợi, Türkçe: kutlama, ردو: جشن 中文 (Zhōngwén): 庆祝KÜLTÜR Sadece şarkılardan ve danslardan fazlası olan kültür, sosyal anlamda bütün toplumsal sistem ve öğrenilen bütün davşanışlar anlamına gelir. Bunlar da sosyo kültürel sistemin altı boyutundan oluşmuştur: teknolojik, ekonomik, politik, etkileşimsel, ideolojik ve dünya görüşü. Kültürün en temel parçası "sembol"dür. Kültür genetik değildir; iletişim sembolleri ile aktarılır. Bazen "superorganik" diye adlandırılır, çünkü kültürü oluşturan biyolojik varlıkların ve insanların da üstünde olan bir sistemden meydana gelir. Bknz: "Kültür." Bir toplum kültüreldir. Bknz: Farklı Balık. Bknz: Kültür; Farklı Anlamlar. বাংলা : ংস্কৃতি, Català: cultura , Deutsch: kultur, English: culture, Español: cultura, Euskera: kultura, Ewe: asa, Filipino/Tagalog: kultura, Français: culture, Galego: cultura, Italiano: cultura, Kiswahili: tamaduni, Malay: budaya, Português: cultura, Română: cultura, Somali: dhaqanka, Tiên Việt: văn hoá, Türkçe: kültür, 中文 (Zhōngwén): 人类文化KÜLTÜRLEŞME "Kültürleşme" kültürlenme den farklı olarak yeni bir kültürün öğrenilmesi sürecidir (doğduğumuz yerin kültürünü öğrenme. Bazı sosyal bilimciler bu 2 sözcüğü ters anlamlarda kullanır). Bu genellikle kültür ün farklı olduğu yeni bir topluma girme anlamına gelir fakat ayrıca yaşadığımız toplumun değişimine (gelişimine) adaptasyon sürecimizide içerir. Mobizilizör olarak göreviniz toplumdaki sosyal değişimle (kalkınma) ile sonuçlanır. Toplumun üyeleri değişikliklere karşı "kültürleşme" (alışma) sürecini tamamlamalıdırlar. Yeniden sosyalleşme ile ilgili tartışmaya bakınız. Català: aculturació, Deutsch: akkulturation, Ελληνικά: εκπολιτισμοσ, English: acculturation, Español: aculturación, Français: acculturation, Galego: aculturación, 日本語: 文化変容, Kiswahili: utamadunisho, Română: aculturarea, Português: aculturação, Türkçe: kültürleşme, 中文 (Zhōngwén): 文化适应KÜLTÜRÜN BOYUTLARI Her sosyal boyut toplumun bir super-organik sisteme sahip olması için sosyo-kültürel sistem tarafından oluşturulur. Toplulum altı boyutu; Teknik, Ekonomik, Politik, Geleneksel, Değer ve Kavramlardır.. Toplum, kültürel bir varlıktır, bu yüzden boyutları topluluklar için de geçerlidir. Bakınız: Boyutlar. বাংলা : সংস্কৃতির মাত্রা, Català: dimensions culturals, Deutsch: kulturdimensionen, Ελληνικά: διαστασεισ τησ κουλτουρασ, English: dimensions of culture, Español: dimensiones de la cultura, Euskera: kulturaren dimentsioak, Filipino/Tagalog: dimensyon ng kultura, Français: dimensions de culture, Galego: dimensións da cultura, Italiano: dimensioni della cultura, 日本語: 文化の側面, Malay: dimensi budaya, Português: dimensões da cultura, Română: dimensiunile culturii, Somali: geybaha, Tiên Việt: những yếu tố văn hoá Türkçe: kültürün boyutlari, 中文 (Zhōngwén): 文化层面KÜLTÜRÜN BENİMSENMESİ Bir bebeğin (biyolojik bir organizma olarak) insanlaşmasındaki öğrenme süreci. İnsan olma (örn. kültürü elde etmek). Hepimiz kültürü benimseme sürecimize doğum ile başlarız, ve bu ölüme kadar devam eder. Biz, semboller, kültürün altı boyutunun tümü aracılığı ile öğreniriz. Toplum ve kültürün bakış açısından incelendiğinde, süreç yine toplumun ve kurumlarının yeniden ürettiği şekildedir ve bu insanların ölümlerinden sonra da devam eder. Kültürleşmeden (kültürel etkileşim) farklıdır. Bakınız Sosyalleştirme. Català: culturització, Deutsch: enkulturation, Ελληνικά: εκμαθηση τησ κουλτουρασ, English: enculturation, Español: culturización, Français: enculturation, Italiano: l'inculturazione, Português: enculturação, Română: culturalizare, Srpski: kulturizovanje, Türkçe: kültürün benimsenmesi, 中文 (Zhōngwén): 文化濡化––»«––Eğer topluluğumuzu güçlendirmek için tartışılmasını istediğiniz |
Ana Sayfa |