Ana Sayfa
 Anahtar kelimeler


Çeviriler:

Akan
'العربية
Bahasa Indonesia
Deutsch
Ελληνικά / Elliniká
English
Filipino/Tagalog
हिन्दी / Hindī
日本語
Português
Romãnã
Srpski
ไทย
中文

                                        

Diğer Sayfalar:
Anahtar Kelimeler
Modüller

Sosyoloji:
Ana Sayfa
Ders Notları
Tartışmalar

Araçlar
Site Haritasi
Iletişim
Faydalı Dökümanlar
Yararlı Linkler


Aşağıdaki harflerle başlayan kelimelere linkler:

  A   B   C   Ç   D   E   F   G   Ğ   H   I   İ   J   K   L   M   N   O   P   R   S   Ş   T   U   Ü   V   Y   Z


ALTI ANA KELIME

Ve ilgili terimler

tarafından Phil Bartle

Çeviren: Ozan Erol (M.S.)

 

DEMOKRASI

"Demokrasi" sözcüğü antik klasik dillerden gelir. "Demo" halk anlamındadır, (örneğin demografi sözüğünde olduğu gibi) ve "krasi" güç, yetki anlamına gelir. (örneğin, bürokrasi, aristokrasi sözcüklerinde olduğu gibi)

Dolayısıyla demokrasi sözcüğü gücün, yetkinin halkta olması anlamına gelir. İroniktir ki, ekonominin köle işgücüne dayandığı antik Yunanın çok demokratik bir toplum olduğunu söylemek mümkün değildir.

Demokrasinin değişik biçimleri vardır: örn; halkın (parlamento üyeleri gibi) kendisi adına karar alması için temsilciler seçtiği metoda temsili demokrasi denir. Karar alma sürecine halkın katıldığı yönteme ise katılımcı demokrasi denir.

Harekete geçirici olarak sizin demokrasi tanıtımı yapmanız beklenmektedir. Ancak İngiliz parlamenter sisteminin taklit edilmesi için çalışmak zorunda değilsiniz. Toplumsal olarak kabul edlebilir olanın ne olduğunu anlamaya çalışın.

العربيّة: الديمقراطية,    Bahasa Indonesia: demokrasi,    Català democràcia,    Deutsch: demokratie,    Ελληνικά: Δημοκρατία,    English: democracy,    Español: democracia,    Filipino/Tagalog: demokrasya,    Français: démocratie,    Galego: democracia,    हिन्दी : लोकतन्त्र,    Italiano: democrazia,    日本語: 民主主義,    한국어 / Hangugeo: 민주주의,    Malay: demokrasi,    Nederlands: democratie,    Português: democracia,    Română: democratie,    Pyccкий: демократия,    Srpski: demokratija,    Tiên Việt: dân chủ,    Türkçe: demokrasi,    ردو (Urdu): جمہوریت  中文 : 民主,  


 

DEMOKRATİKLEŞME

İnsanların karar alma sürecine dahil olmalarıyla birlikte gelişen sosyal süreçtir.

العربيّة : إقامة الديمقراطيّة ,   Català: democratització,    Deutsch: Demokratisierung,    Ελληνικά: εκδημοκρατισμοσ,    English: Democratization,    Español: democratización,    Français: démocratisation,    हिन्दी : लोकतन्त्रीकरण ,    Italiano: democratizzazione,    日本語: 民主化,    Português: democratização,    Română: democratizare,    Srpski: demokratizacija,    ไทย: กระบวนการพัฒนาประชาธิปไตย  Türkçe: demokratikleşme,    اردو: جمہوریت  中文 : 民主化


 

KAPASİTE

Bir toplumun ya da kuruluşun becerisi, gücü ya da kuvveti. Bir şey güçlendirildiğinde, daha kuvvetli olurr.

العربيّة: قدرة,    Bahasa Indonesia: kapasitas,    বাংলা : সক্ষমতাঃ,    Català: capacitat,    Deutsch: Macht, empowerment, die stärkung, leistungsfähigkeit,    Ελληνικά: δυνατότητες, ισχύς, δύναμη,    English: capacity, power, strength,    Español: capacidad, potenciación,    Euskera: gaitasuna,    Filipino/Tagalog: kakayahan, pagpapalakas,    Français: capacité, empowerment,    Galego: capacidade,    हिन्दी : क्षमता,    Italiano: empowerment,    日本語: 容量, 強くする,    Kiswahili: uwezo,    Malay: kapasiti,    Português: capacidade, fortalecendo,    Română: capacitate,    Pyccкий: paзвития,    Af Soomaali: awooda,    Srpski: sposobnost,    ไทย: ขีดความสามารถ,  Tiên Việt: năng lực, tăng cường,    Türkçe: kapasite,    中文 : 能力


 

KAPASİTE GELİŞİMİ

Bir toplumun ya da kuruluşun "kapasitesini'' (becerisini) arttırmak. Güçlendirmek. Kuvvetlendirmek.

Kapasiteyi oluşturmanın onaltı unsurunun listesi için Bknz: Kuvvet Unsurları.

Kapasite geliştirme ve kapasite oluşturma arasında fark gelişme gücü kavramına dayanır. ''Kapasite oluşturma'' toplum ya da kuruluşların dışındaki birimlerin kapasitesini arttırmak için enerji sağlamasını ifade eder.

Bu "toplum mühendisliği" kavramıyla açıklanır. Aksine "kapasite geliştirme" ise gelişim enerjisinin toplum ve kurumların zaten içinde var olduğunu ifade eder.

Bknz: Julius Nyerere 'nin sözü; bir toplum kendini geliştirir.


 

GÜÇLENME

Bir toplumun (veya organizasyonun) güçlenmesi demek, hedeflerini gerçekleştirebilmesi için, gücünde artış, kapasitesinde (yeterlik) gelişme demektir.

Kapasite gelişimi gibi, bu da bir güçlü olma sürecidir. Güç ve kapasitenin onaltı unsurunu oluşturan liste ve artışının ölçümünde katılımcı yöntem için bakınız "Güçlenmenin Ölçümü."

Güçlendirme yöntemi yardımseverlik yaklaşımının aksine toplumu dış kaynaklara bağımlı kalmaya teşvik etmek yerine onu güçlendirmeyi hedefler.

Bu nedenle güçlendirme yöntemi toplum için herşeyi kolaylaştırmaz, çünkü tıpkı fiziksel egzersizde olduğu gibi mücadele ve karşı koyma daha fazla direnç oluşturur.  Bakınız Toplumun Güçlenmesi.

İlginç bir mecaz için bakınız Cihat.

Toplum gelişimi, kültürün altı boyutunda da karmaşa içinde büyümek anlamına gelir.  Daha da güçlenmek anlamına gelen toplumun güçlenmesinden farklıdır. İkisinin de tanım olarak birbirinden farklı olmasına rağmen ikisi de birbirine girift olarak bağlantılıdır.

العربيّة : تمكين ,   Català: potenciació,    Deutsch: empowerment, die stärkung,    Ελληνικά: ενδυναμωση,    English: capacity development, empowerment, power, strengthening,    Español: potenciación,    Filipino/Tagalog: pagpapalakas,    Français: empowerment,    हिन्दी : अधिकारिकरण,    Italiano: empowerment,    日本語: 強化,  Kiswahili: uwezo,    Português: fortalecendo,    Română: imputernicirea,    Pyccкий: paзвития,    Srpski: unapredjenje,    ไทย: ขีดความสามารถ การสร้างพลัง,    Tiên Việt: năng lực,    Türkçe: güçlenme,    中文 : 增强能力


 

GÜÇLENDİRME YÖNTEMİ

Buradaki eğitim gereçleri toplum seviyesindeki yoksulluğu hedef almıştır, tıpkı seferberlik ve yönetim eğitimlerinin düşük gelirli toplumları güçlendirmeyi hedeflediği gibi.  Buradaki beceri ve tekniklerin arkasında yer alan teori sosyolojiktir.

Başarılı toplum işçisi olan, uygulamalı sosyolog, becerilerin sunulması veya kurulması gerekli programların tanımlamasının yapılması ile ilgili temel pirensiplerden bazılarına aşina olmadığı sürece işin en iyisini yapamaz.

Bu birçok önemli pirensipten (ilke) oluşmuştur

1. Gücün dengesi (fikir üretenler ve liderler, sadece demografik çoğunluk değil) toplumun kendine yetebilen ve bunun gerçekleşebilmesi için gerekli olan gücü sarf etmeye ve özverilerde bulunmaya istekli hale gelmesini arzulamalıdır.  (Liderler ve fikir üretenler resmi ve/veya gayrı resmi olabilirler, resmi olarak tanınmış ve /veya tanınmamış). Bu olmadan, öncü olan kişi zamanını boşa harcıyor demektir ve başka bir topluluk veya organizasyonda çalışması daha iyi olur;

2. Deneyimli ve/veya eğitimli bir temsilci toplumu organize etme ve kendine yeten hale gelmek için harekete geçmek ile ilgili teşvik ve rehberlik etme konusunda müdahale edebilmelidir. Bu sitede yer alan eğitimin amacı bir yandan bu beceri ve yetenekleri geliştirmek ve keskinleştirmekken, öncü zaten bu doğal yetenek ve becerilere sahip olabilir;

3. Yardım önerildiğinde bu yardım bağımlılığı ve güçsüzlüğü destekleyen bağış yardımı değil, ama kendine güven ve gelişmiş kapasiteyi destekleyen ortaklık, yardım ve eğitimi olmalıdır;

4. Alıcı organizasyonlar ve topluluklar kontrol edilmemeli veya değişime zorlanmamlıdır, ancak öncü aktivistler (eylemci) gibi eğitilen profesyöneller uyarı, bilgi ve rehberlik ile müdahalede bulunmalıdırlar. Sosyal mühendislikten kaçınılmalıdır. İkna etme ve rahatlatmaya ihtiyaç vardır;

5. Egzersiz, mücadele ve sıkıntı ile yüzleşmek organizmaları daha da güçlü hale getirir. Güçlendirme yöntemi bu prensibi sosyal organizasyonlara da dahil eder. Spor koçları şu sloganı kullanır, "Acı yoksa; kazanmak da yok". Acıyı desteklemiyoruz ancak mücadele ve güç sarfetmeyi destekliyoruz.

6. Alıcının aktif katılımı, özellikle karar alma aşamasında, kapasitelerinin artışı açısından çok gereklidir. Kararlar toplum için veya toplum adına alınamaz;

7. Toplum projesi (örn. hareket) için gerekli olan kaynakların büyük bir oranı (değişiklik gösterir) toplum üyelerinin kendileri tarafından karşılanmalıdır;

8. En başından itibaren kontrolü tam olarak ele alan, karar almayı tam olarak yerine getiren, ve kendilerini artan güçlerine yöneltecek olan davranışlarının tüm sorumluluğunu üstlenmeyi kabul eden kişileri hedeflemeliyiz.

Bunlar güçlendirme yönteminin çekirdek kümesidir.

العربيّة : منهجيّة التمكين    Deutsch: gemeindestärkung,    Ελληνικά: μεθοδολογια ενδυναμωσησ,    English: empowerment methodology,    Español: potenciación,    Filipino: Ang Pamamaraan na Pagsasakapangyarihan,    Français: methode de empowerment,    हिन्दी : अधिकारिकरण,    Italiano: su Empowerment della comunità,    日本語: 強化方法論,    Português: metodologia de empoderamento,    Română: metodologia imputernicirii,    Somali: xoojinta,    ไทย: หลักการในการสร้างพลัง,    Türkçe: güçlendirme yöntemi,    中文 : 增强能力的方法


ORTAKLIK

"Ortaklık" tarafların anlaşmada eşit oldukları bir ilişkidir. "Bağmsızlık," sözcüğünde hepimizin bir dereceye kadar birbirimize bağımlı olduğumuz belirtilmiştir. Her ne kadar işiniz, toplumdan bağımızlaşsa da, tam olarak bağımsız hale gelemez.

Dolayısıyla toplumlar için gercekci bir amaç, belediyelerle veya bölgesel yetkililerle ortaklık oluşturma ve daha eşit bir ilişki için çalışmak olmalıdır.

عربي: شراكة, شراكة,    Bahasa Indonesia: kerjasama,    Català: associació,    Deutsch: partnerschaft,    Ελληνικά: κοινοπραξια,    English: association,    Español: asociación,    Filipino/Tagalog: samahan,    Français: association,    हिन्दी : भागीदारी,    Italiano: partenariato,    日本語: 協力,    Português: parceria,    Română: partneriat,    Srpski: partnerstvo,    ไทย: ความร่วมมือ,    Türkçe: ortaklık,    中文 : 伙伴关系


 

KATILIM

"Katılım" kelimesi bu sitede değişik anlamlarda kullanılmıştır. "Topluluk Katılımı" bütün topluluk üyelerinin topluluğu etkileyen karar verme mekanizmasina katilimi demektir. (Bu sadece danışma veya katkı değildir.)  Bakınız Sivil Katılım.

"Katılımcı Eğitimi" katılımcıların bir şeyleri yaparak öğrenmeleri anlamına gelmektedir. Örneğin, etkili bir öğrenim tekniği olan eğitime direk katılımın kullanılması gibi. Katılımcılar bir dersi veya sunumu izlerken iceriği etkili bir biçimde öğrenemezler. "Katılımcı Yönetim" yönetimin sadece yönetim kademesine ait değil, tam tersine herkesin görevi oldugu anlamına gelmektedir.  "Katılımcı Değerlendirme" (PRA) etkilenmiş toplumun veya organizasyonun teşvik edilerek durum değerlendirmesinde ve oncelikli gereksinimlerin karar verilmesinde yer alması anlamna gelmektedir.

العربية : مشاركة ,    Bahasa Indonesia: Partisipasi,    Català: participació,    Deutsch: partizipation,    Ελληνικά: συμμετοχη,    English: participation,    Español: participation,    Filipino/Tagalog: pakikilahok,    Français: participation,    हिन्दी : भागीदारी,    Italiano: participazione,    日本語: 参加,  Português: participação,    Română: participare,    Srpski: učestvovanje,    ไทย: การมีส่วนร่วม,    Türkçe: katılım,    中文 : 参与


 

SÜRDÜRÜLEBILIRLIK

Sürdürülebilirlik geliştirme yardımında onemli bir kelimedir. (Bu kelime birçok sözlükte bulunmamaktadir. Sürdürülebilirlik bir şeyin dışardan gelen yardım kesildikten sonra da devam ettirilebilme "yeteneğine" denmektedir. Su kaynağı inşa eden bir toplum için onarim, temizlik ve pompanin inşaat sonrasında kullanımı bir istektir.

Bağışta bulunan için ise, verilen yardımın kesilmesinden sonra projenin devamlılığı veya sonuçlarıdır. Sizin ,harekete geçiren kişi, için ise toplumu güçlendirici olan sosyal sürecin siz yolunuza devam ederken devamının sağlanmasıdır.Çevreciler ve ekolojistler için sürdürülebilirlik, fiziksel ortam tarafından devam ettirilebilir (Örnegin biyolojik) yani yenilemeyen kaynakların bitirilmediği bir aktiviteyi gerektirir.

العربيّة الاستمرارية,    Bahasa Indonesia: Keberlangsungan,    Deutsch: Nachhaltigkeit, die nachhaltigkeit,    Ελληνικά: Bιωσιμότητα,    English: sustainability,    Español: sostenimiento,    Filipino/Tagalog: maipapatuloy,    Français: durabilité,    Galego: sostentabilidade,    हिन्दी : निरंतरता,    Italiano: sostenibilita,    日本語: 継続,    Kiswahili: udhibiti,    Português: sustentabilidade,    Română: dezvoltare durabila,    Pyccкий: устойчивость,    Af Soomaali: xejin,    Srpski: održivost,    ไทย: ความยั่งยืน,    Tiên Việt: Tạm dịch là sự phát triển bền vững,    Türkçe: sürdürülebilirlik,    اردو (Urdu): سسٹينيبِلٹ, سسٹينيبِلٹی",    中文 : 持续性


 

ŞEFFAFLIK

Şeffaflık toplumun güçlendirilmesini sağlamak için çok önemli unsurlardan birisidir. (Bakınız güçlendirmenin unsurları). "Şeffaf" kelimesinin anlamı birşeyin içinden diğer tarafı görebilmektir.

Kamu görevlileri gerçekleştirmek istedikleri işlerde (örneğin karralar verirken, kaynakları belirlerken) gizlilik içinde yaparlarsa, etkinliklerini toplumdan saklarlarsa, şeffaf değiller demektir. Bunlar topluma "mantar muamelesi" yapmaktadırlar.

Bu ise güvensizliği, kayıtsızlığı ve marjinalleşmeyi güçlendirir. ( yoksulluğun ve toplum güçsüzlüğünün önemli nedenleri) Harekete geçirici olarak sizin göreviniz şeffaflığı özendirmektir. Bunu neler olup bittiğini anlatarak ve kişilere neler olup bittiğini öğrenmek konusunda yetki ve sorumluluk vererek gerçekleştirebilirsiniz. (farkındalık yaratma)

Bunu yapmanın bir diğer yolu ise oluşturduğunuz veya yeniden organize ettiğiniz toplumsal organizasyonlarda bu konunun kilit önemde olmasını sağlamaktır. "Bilgi Edinme Özgülüğü" gibi yasalar hükümetin kamusal kayıtların önemli bir kısmının halkın ulaşımına açık tutmasını garanti altına alır. Bu yasalar hükümetin şeffalığını özendirmek maksadı taşısalar da bazı görevliler bu türden yasaların ruhuna aykırı hareket etmeye girişeceklerdir.

Eğer bir problemi gizlerseniz, onu hasır altı ederseniz veya var olduğunu reddederseniz kesinlikle o sorunun çözümünü de engellemiş olursunuz.

Eğer, bunun yerine, onu ortaya çıkarırsanız, kabul ederseniz ve dürüstçe sorgularsanız sorunu çözme yoluna çoktan girmişsiniz demektir. Şeffaflık güçlendirir.

 العربيّة (Arabic): الشفافية,    Bahasa Indonesia: transparansi,    Català: transparència,    Deutsch: die transparenz,    Ελληνικά: Διαφάνεια,    English: transparency,    Español: transparencia,    Filipino/Tagalog: naaaninag o pagiging bukas,    Français: transparence,    Galego: transparencia,    हिन्दी: पारदर्शीता,    Italiano: transparenza,    日本語: 透明 明確さ,    한국어 / Hangugeo: 투명도,    Malay: transparensi,    Nederlands: transparantie,    Português: transparência,    Română: transparenta,    Pyccкий:Прозрачность,    Somali: waadix,    Srpski: providnost,    ไทย: ความโปร่งใส,    Türkçe: şeffaflık,    Tiên Việt: tính minh bạch,    ردو: شفافیت,    中文 : 透明度



──»«──
Eğer topluluğumuzu güçlendirmek için tartışılmasını istediğiniz bir kelime bulduysanız, lutfen bize yaziniz.
Eğer bu siteden bir alıntı yapacaksanız lütfen yazar adını belirterek
aşağıdaki adrese link veriniz. www.cec.vcn.bc.ca
Bu site Toplum Kalkınma Topluluğu vasıtasıyla Vancouver Topluluk Ağı (VCN) tarafından yönetilmektedir.

© Copyright 1967, 1987, 2007 Phil Bartle
Web Tasarimi Lourdes Sada
──»«──
Son Güncelleme: 2015.08.06


Kabi-ma-me-nkabi
إقامة الديمقراطي
Demokratisierung
Εκδημοκρατισμοσ
Democratization
Democratización
Démocratisation
लोकतन्त्रीकरण
Democrazia
民主化
Democratização
Democratizare
demokratizacija
Demokrasya
ประชาธิปไตย
demokratikleşme
民主

Ahoɔdenhyɛ
تمكين
Empowerment
Ενδυναμωση
Empowerment
Potenciación
Renforcement
अधिकारिकरण
Empowerment
容量
Capacitação
Consolidare
unapredjenje
Pagpapalakas
การสร้างพลัง
güçlenme
增强能力

Ayɔnkofayɛ
شراكة
Partnerschaft
Συνεργασια
Partnerships
Asociación
Partenariat
भागीदारी
Partenariato
協力
Parceria
Partneriat
partnerstvo
Samahan
ความร่วมมือ
ortaklık
伙伴关系

Reka ho
مشاركة
Partizipation
Συμμετοχη
Participation
Participación
Participation
सहभागिता
Partecipazione
参加
Participação
Participare
učestvovanje
Pakikilahok
การมีส่วนร่วม
katılım
参与

Regyina biribi
إستمرارية
Nachhaltigkeit
Βιωσιμοτητα
Sustainability
Sustentabilidad
Durabilité
निरंतरता
Sostenibilità
継続
Sustentabilidade
Durabila
održivost
Maipapatuloy
ความยั่งยืน
sürdürülebilirlik
持续性

Pefee
شفافيّة
Transparenz
Διαφανεια
Transparency
Transparencia
Transparence
पारदर्शीता
Trasparenza
透明
Transparência
Transparenta
providnost
Naaaninag
ความโปร่งใส
şeffaflık
透明度



 Ana Sayfa